Genç kız yüzünde huzurlu bir tebessümle gözlerini denize dikkatle dikerek, neredeyse nefes almadan sessizce bir süre kalmış. Sonra da balığı denize bırakmış. Babası merakla kızını izlemiş; “Ne oldu kızım? Neden sustun?” “Çünkü denizi gördüm baba. Okyanusun içinde çok mutlu balıklar vardı. Yoksa narsist, megaloman, kibirl bir "yaratıcı" fikir oluşur ki, hepsi de insana özgü kusurlar. Bir Tanrı kibirli olmaz hatta kibri sevmez. Gerek yok zaten Tanrı, yaratmış koskoca evreni içindeki molekül kadar insanlar ona ister inansın, ister inanmasın ona ne. Yaratmış, bırakmış bir de kibirli mi olacak? Umutla Yaşamak. Dilara Aksoy. 30 Nisan 2015. 289 views. Yıllardır evden dışarı adımını atmamıştı. Kimseyle görüşmüyor, herkesten uzaklaşıyor, adeta kendisine lanet okuyordu. Annesi, kasvetli, duvarlarının bile siyaha boyandığı odaya girip, kızını o hâlde ve mutsuz gördüğünde, hıçkırıklarla ağlıyordu Sual Müslüman bir baba kızını evlendireceği zaman nelere dikkat etmeli? CEVAP. Kızını evlendireceği erkeğin salih müslüman olmasına, Ehl-i sünnet itikadında olmasına, namaz kılmasına, içki içmemesine yani İslamiyet’e uymasına ve nafaka kazanacak kadar iş sahibi olmasına dikkat etmeli. Kızını bu vasıfta olan ile Bir polis sana çıkma teklif ederse, evet de. İşte neden. Bir polis memuruyla çıkmak için 15 neden: 1. Üniformalı bir erkeği (veya kadını) kim sevmez? 2. Bir memurun işi “Hizmet etmek ve korumak” ile özetlenir. Randevunuz masumları arayacak ve vatandaşları güvende ve güvende hissettirecek. 3. cash. Sayfa İçeriği Baba Ve Kız İle İlgili Sözler Kısa, Baba Ve Kız İle İlgili Yazılar, Baba Ve Kız İle İlgili Sözler Tumblr, Kızın Baba Sevgisi İle İlgili SözleriBu güzel sayfada sizler için baba ve kızı ile ilgili güzel sözleri hazırladık. Sayfadaki baba ve kızı ile ilgili anlamlı sözleri facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın. BABA VE KIZI İLE İLGİLİ GÜZEL SÖZLER Manşet Prenses olmak için prense ihtiyacım yok. Ben zaten kralın kızıyım. Gittin baba. Geride bir kız çocuğu bıraktın. Sensiz üç bayram, bir yıl geçti baba. Artık gelmesen de olur. Babalar evlatları için yaşarlarmış! Nerdesin baba?Baba omzu diye bir yer var. İliklerine kadar huzur hissettiğin. Perdeleri güneş yıpratır çocuk. Kızları ise babaları. Bir babanın kızına sadece sesiyle bile verdiği huzur, ömre bedel! Baba sevgisi görmeyen her kız çocuğu yanlış erkeklere inanır. Biz ki her okul çıkışı birlikte okuldan eve el ele tutuşup giden baba ve kız. Babam hep derdi ki; başını dik tut prensesim, yoksa tacın düşer. Beni güzel bulan bir tek sen vardın baba… Şimdi yoksun, o kadar çirkinim ki. Prenses olmak için prense ihtiyacım yok. Ben zaten kralın kızıyım. Babası tarafından sevilmeyen kızlar sevgiye inanmaz. Oysa ben sana inanmak istemiştim. Bir babanın, benim biricik kızım, demesi tüm aşk sözlerini ezer kızlarının ilk aşkıdır. Baba kız arasındaki aşk başka bir şeydir, farklı bir duygudur, özeldir. Bazen duygusal bir hal alıyor baba-kız ilişkimiz. Ağladığım bile oldu, onu uyurken izlediğimde. Kız çocukları babalarına aşık olur ya hani, aşık oldukları ilk adam babalarıdır ve babaları gibi bir eş isterler. Öyle işte. Baban duan. Baban dünyan. Baban her şeyin. Rabbim sen baba sevgisinden mahrum etme bizi. İsmail Nazım Kızlar babalarının yaptığı ve söylediği şeyleri asla unutmazlar. Kızlar aslında en çok babalarına kırılır, en çok babalarıyla mutlu olurlar. Beni tanıdığını sanıyorsun ama tanımıyorsun, baba. Ben senin bildiğin o kız değilim, ben daha fazlasıyım. Baba ne kadar sağlamsa, kızı o kadar dik durur. Baba ne kadar gülerse, kızı o kadar hayat saçar. Baba ne kadar hayattaysa, kızı o kadar yaşar. La Edri Baba ne kadar sağlamsa kızı o kadar dik durur, baba ne kadar gülerse kızı o kadar hayat saçar, baba ne kadar hayattaysa kızı o kadar yaşar. Karşıdan sarılarak gelen bir baba kız gördüm. İçim cız etti. Sadece arkadaşlarımı değil yoldan geçen herhangi bir baba kızı kıskanıyorum. Bilmeyen anlayamaz bu duyguyu. Bak baba bu gece de ağlıyorum. Hıçkırıklarımı yutuyorum. Sessizce yastığıma gömüldüm ağlıyorum. Sensizliğime, beni hiç sevmeyişine ağlıyorum bu gece gittin Baba? Neden bıraktın beni? Neden elimden tutup ta güvende hissettirmedin? Hayal kırıklığına uğrattın? Hani kız çocuklarının ilk aşkı babalarıdır derler ya; Benim ilk aşkım neden sen olmadın baba. Başımı yastığa koyduğumda etrafıma saçılan saçlarım seni getiriyordu aklıma. Saçımı boydan boya okşayışın içimi sızlatıyordu. O yüzden kesti kızın saçlarını baba. Bir daha da uzasın istemedi. Yarım kaldım. Bir sokak köşesinde bir baba-kızı izlerken yarım kaldım. Saçımı okşayan başka eller olunca yarım kaldım. Seni telaffuz edecek ses çıkmayınca yarım kaldım. Acını hep sol yanımda taşıdığımda anladım. Bu acı beni hep yarım bırakacak. Beni öldürmeyecek belki ama umutlarımı öldürecek bunu anladım. Hayatta en güzel ikililerden biridir baba-kız ilişkisi. Yaşamayanın içinde bir eksiklik oluşturan ve bunu tüm ömrünce hissedeceği bir şeydir bu. Bazıları için pembe bulutların üstüdür babalarıyla olan anıları bazıları için ise kara bulutlardır yağmurların yağdığı. Bir baba üzer mi evladını, kırar mı? Gözünün içine baka baka yalan söyler mi bir baba? Hem de nasıl. Hem de tüm duygularını tek tek ezer bir baba. Ve ona rağmen ayakta kalmaya çalışırsın, onun gibi olmamaya çalışırsın, kendini parçalarsın belki bir şeyler yoluna girer diye. Ama hiçbir şey yoluna girmez. Ve baban varmış gibi hissetmezsin hiçbir zaman. Bir şeyler paylaşabileceğin bir baba figürün hiç olmaz. Merhaba baba ben kızın. Hani şu küçükken ilk aşkı babası olmayan kızın. Hani her zor anımda yalnız olan, bir darbede senden yiyen kızın. Nasıl hissediyorsun acaba şimdi? Yaptıklarından pişman mısın? Bence değilsin. Eğer pişman olsaydın beni ağlatmaya kıyamazdın. Neyse alışkınım zaten senden gelen darbelere. Ben geceleri nasıl rahat uyuyabiliyor musun diye merak ettiğim için aradım. Çünkü ben uyuyamıyordum. Fark ettin mi sana baba diye hitap etmedim, edemedim. O kadar çok acıttın ki sana baba diyemezdim. Nasıl sinir ettin beni bilmiyorsundur. Kızım dedin ya ben ona sinirlendim. Özlemişim duymayı ama dayanamadım. Aylarca arayıp sormadan yaşayıp bana kızım diye hitap edemezsin ki. Beni bir kelimen ile kandıramazsın. Buna hakkın var mı? Sana da dediğim gibi; ne bu saatten sonra sen benim babamsın ne de ben senin kızın. Baba ile kızın dudak dudağa öpüşmesi doğru bir davranış değildir ve bu tür uygunsuz yakınlaşmalar hem geç kızlarına hem de topluma çok yanlış mesajlar verebilir. Peki, ama neden?Baba ile kızın dudak dudağa öpüşmesi doğru bir davranış değildir ve bu tür uygunsuz yakınlaşmalar, hem genç kızlarına hem de topluma çok yanlış mesajlar verebilir. Peki, ama neden?Baba-kız arasındaki yakınlaşmalara özen göstermek gerekiyor!Çocuklar ve ergenler, ebeveynleriyle kurdukları bağlarla ve yakın ilişkilerle cinsel yönelimlerinin, kimliklerinin, kişiliklerinin ve geleceklerinin temellerini atarlar. Bu süreçte yaşananlar ve paylaşılanlar ruhsal gelişimlerini ve ilerideki cinsel hayatlarını şekillendirir. Genç bir kızın babasını “dudaktan öpmesi” o kızda bilinçdışında var olan karışık duyguların ortaya çıkmasına ve cinsel hayatı üzerinde hatalı kodlamalara yol açabilir. Bu nedenle baba-kız arasındaki paylaşımlarda birtakım şeylere “özen göstermek” cinselliğini çağrıştıracak davranışlardan uzak durulmalı!Freud’un geliştirmiş olduğu oedipus kompleksi elektra kompleksi kavramında da kız çocukları babaya ulaşmak ve onun sevgisini kazanmak için annelerini bir rakip gibi görürler. 3–5 yaşlarını kapsayan ve “fallik dönem” adı verilen bu süreçte, kız çocukları babalarını paylaşmazlar ve sahiplenirler. Fallik dürtülerin baskısıyla, bu yaş dönemindeki kızlar yetişkinlerin seks arzusu gibi olmayan, çok daha masum, çocuksu ve saf bir “fallik arzu” ile babalarını arzularlar, “fallik bağ” adını verdiğimiz bağ ile babalarına bağlanırlar, hatta babalarıyla evlenmek istediklerini söylerler. Bu istek ve arzular cinsel kimliğin gelişmesi için gerekli ve normal bir sürecin parçasıdır. Fallik dönemin sonunda kız çocukları, babalarına karşı hissettikleri arzuları baskılarlar ve fallik bağlarını çözümlerler. Çünkü babaya duyulan arzu, annenin sevgisini kaybetme korkusuna yenik düşer, kız çocuk annesinin sevgisini kaybetmemek ve anneyle sağlıklı bir özdeşim kurmak için babasına karşı duyduğu fallik bağdan vazgeçmek zorundadır. Böylece çocuk toplumsal, kültürel düzene girmiş olur ve ensest yasağını içselleştirir. Ensest yasağının tanınmasıyla kız çocuğu toplumsal kültürel yaşama dahil olur, doğal güdülerini bastırarak kendi mevcudiyetinin farkına varır. Bu nedenle fallik dönemde kız çocuklarının baskısız ve görece olarak daha rahat bir süreç geçirmeleri adına, yetişkin cinselliğinde olan cinsel açıdan uyarıcı davranışlardan ve sözlü mesajlardan uzak durulması önemlidir. 5 yaş sonrasında fallik dönem baskılanarak uyuklama devresine girer ve ergenlik döneminde tema olarak eski ama içerik olarak yeni bir sayfa açılır. 12–18 yaş dönemini kapsayan ergenlik döneminde baba-kız arasındaki yakınlaşmaların ve temasların “dudak dudağa öpüşme, birlikte banyo yapma, beraber sarılarak uyuma” gibi yetişkin cinselliğini çağrıştıran, garip, tehlikeli ve içselleştirilemeyecek görüntülerden, davranışlardan uzak olması çok önemlidir. Çünkü hem baba için hem kızı için bu tür uygunsuz yakınlaşmalar bilinçdışında yer alan ensestiyöz duyguları harekete geçirebilir. Bilinçdışından kaynaklanan cinsel davranışlar, rastlantısal içerikli temaslar ve babaların kızlarının bedenine olan aşırı ilgileri baba-kız arasındaki sınırların bulanıklaşmasına yol yakınlaşmalar...Yasaksevi, yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkileri tarif etmek için kullanılan “ensest” kelimesi sıfat olarak “pis, ahlaksız, uygunsuz, kirlenmiş ve temiz olmayan” anlamına gelmektedir. Freud, ensesti fallik döneminde ortaya çıkan bir bozukluk olarak açıklamıştır. Toplumda evlenmeleri, ahlakça, hukukça, dince yasaklanmış nikah düşmeyen yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır. Psikiyatri kitaplarında ise cinsel sapmalar bölümünde “yakın akrabalar arasında cinsel ilişkide bulunmalar” ya da “akraba aşkı” anlamında kullanılmaktadır. Ayrıca toplumdan topluma değişen değer yargılarına rağmen, hem vajinal hem anal yönü bulunan her türlü uyarıcı cinsel yakınlaşmalar, oral ya da genital ilişkiler, baştan çıkarıcı konuşmalar ve temaslar, teşhircilik, öpüşme, okşama, zorlama ile karşılıklı mastürbasyon biçiminde gerçekleşen cinsel yakınlaşmalar ensest kapsamına girebilir. Ancak burada asıl belirleyici olan, cinsel ve ruhsal sorunlar yaratan şey, yapılan eylemlerden ziyade bu eylemler sırasında hissedilen duygulardır. Ancak her kültürde enteresan gelenekler vardır. Rus kültüründe anne, baba, çoluk çocuk herkes birbirini dudaktan öper, bu psikolojik olarak uygunsuz olmasına rağmen Rus toplumu için normal sayılan bir duygusal boşluklar sorun yaratabilir!Ailedeki üyeler duygusal olarak bir boşluk içinde olduklarında, boşanmalar ve iş seyahatleri nedeniyle bir arada olamadıklarında, uygunsuz cinsel yakınlaşmalar ve ilişkiler onlara “aslında uygunsuz bir cinsel yakınlaşma içinde değiliz, insan ilişkilerinin sıcaklığını, konforunu ve güvenini paylaşıyoruz ve gösteriyoruz” gibi görünebilir. Bu durum masumca algılanan duyguların aslında uygunsuz olduğunun inkarıdır. Bu yüzden karışık duygular uyandıran uygunsuz cinsel yakınlaşmalara, “Ne var bunda, çok masum bir sevgi paylaşımı!” demek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. İçinde yaşanılan kültüre ve toplumsal değer yargılarına aykırı olan, masum ve sevgi gösterisi olarak sunulan bazı yakınlaşmalar erotik bir içerik taşıyorsa, üzerinde düşünülmeli ve gerekirse bir cinsel terapistten yardım genç kızın ilk aşkı babasıdır!Freud’a göre her genç kızın ilk aşkı babasıdır. Kızlar babalarına bambaşka duygularla bağlanırlar, kimseye güvenmedikleri kadar güvenirler. Çıkarsız ve karşılıksız olan bu sevginin hesabı kitabı yoktur. Sırtını dağlar kadar sağlam bildiği babasına yaslandığını bilerek yaşamak ve bunun keyfini çıkararak mutlu, huzurlu ve güvende olduğunu bilmek, her genç kızın ruhsal gelişimi gereklidir. Kız çocukları büyüyüp geliştiklerinde, başka aşklara yelken açtıklarında, bilinçdışlarında yer alan baba sevgileri onları yalnız bırakmaz, bu sevgiye ve bu sevginin içeriğine göre kendilerine bir erkek seçerler. Seçtikleri erkeklerde geçmişlerinde kalmış olan ve bilinçdışlarında daha ilk günkü gibi sıcaklığını koruyan baba sevgilerinin kırıntılarını ararlar, bulunca huzur bulurlar, bulamayınca huzursuzlaşırlar, hırçınlaşırlar. Çünkü bebekken farkındalıkları arttıkça ilk karşı cins olarak babalarını görmüşlerdir ve onu tanımışlardır. Kız çocuklarının babalarıyla kurdukları ilişki beklenti, hayranlık ve sevgi yüklü bir ilişkidir ve bu ilişki kızların hayatları boyunca tüm seçimlerini etkiler, kendi seçtikleri erkeklerinde baba figürü aramalarına yol açar. Şefkat aramaları ve sevgi ihtiyacında olmaları bu yüzdendir.

bir baba kızını neden sevmez