ATAMIN ÖĞRETMENLERİ. Hani, 28 şubat 1997 çıkarmasıyla kamusal alanlarımız, zararlı örümceklerden temizlenmişti ya! Hani, o, temiz ve nezih okullarımız, görüntü kirliliğinden arındırılmış, mürteciler denize dökülmüştü! Hah işte! İranihtilalinin, "1789 ihtilalinden bu y a n a ilk halk ihtilali" olduğunu söyleyenler vardı, ancak ciddiye alınmadılar, çünkü Amerikalılar, J i m J o n e s gibi " p e y g a m b e r l e r e , onların bir sözü ile topluca intihar eden ya da cinayet işleyen müritlerine alış­ kındılar. Sanayiinkılabı ve osmanlı devletine etkileri Fransız ihtilalinin Osmanlı’ya Olumlu ve Olumsuz EtkileriTYT–AYT (YKS)’ye girenler aşağıda yer alan önlisans (iki yıllık) Adalet taban puanları, başarı sıralamaları ve kontenjanları aşağıdan görüntüleyebilirler. Osmanlı Devleti, Fransız İhtilâli karşısında tarafsız bir tutum takınmıştır. Bütün dünya uluslarını etkileyen Fransız İhtilâli’nin Osmanlı İmparatorluğu’na olumlu ve olumsuz etkileri olmuştur. Fransız İhtilâli’nin etkileri yayıldıkça Osmanlı devlet adamları, vatandaşlık haklarının korunması, yargı Sanayi İnkılâbının Osmanlıya Etkisi-Sanayi İnkılâbı’nın Sonuçları Osmanlı Devleti, Fransız İhtilâli karşısında tarafsız bir tutum takınmıştır. Bütün dünya uluslarını etkileyen Fransız İhtilâli’nin Osmanlı İmparatorluğu’na olumlu ve olumsuz etkileri olmuştur. Olumlu Etkileri cash. Fransız İhtilali ,Osmanlı Devleti’ni hem olumlu hem de olumsuz yönden etkilemiştir. İhtilalin olumsuz etkisi,milliyetçilik hareketinin başlamasıyla Osmanlı ülkesinde birçok isyanın çıkmış duygusunun yayılmasıyla ayaklanmaların çıkmasında, başta Rusya olmak üzere Avrupa devletlerinin etkisi oldu. İhtilalin olumlu etkileri ise şunlardır Osmanlı aydınlarının Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ilkelerden etkilenmeleri sonucu devlet yönetimi ve Islahat Fermanları,I. ve ve Jön Türklerin ortaya çıkışı bu ihtilalin etkisiyle olmuştur. Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri Fransız İhtilali, meydana geldiği tarihe damgasını vurmuş ve bütün toplumları etkilemiş bir olaydır. İhtilal öncesi Avrupasına bir göz attığımızda, halk kilisenin taassubu altında inliyordu. Ülkeler küçük derebeyliklere bölünmüştü ve ağır vergiler halkı iyice fakirleştirmişti. İhtilalin öncesinde, halk isyan derecesine ulaşmıştı. 1. Tarihte her olayın mutlaka bir sebebi vardır. Fransız İhtilalinin de sebebi vardır. İhtilal öncesi, İhtilali hazırlayan şartlar mevcuttur. 5 mayıs 1789 tarihi başlangıç olarak kabul edilen Fransız İnkılâbı, meydana getirdiği gelişme ve olaylarla çeyrek yüzyıl Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını değiştirdi. 2. Fransa’nın toplum yapısında çok büyük eşitsizlikler vardı. Soylular ve papazlar sınıfı imtiyazlara sahipti. Ticaretle meşgul olan ve şehir merkezlerinde oturan burjuvalar ise zengin olmuşlardı. Hiçbir hakkı olmayan köylüler ise çalışmak ve vergi vermekten başka hiçbir hakka sahip değillerdi. Fransa Kralı XVI. Louis yaptırmış olduğu Versailles sarayında lüks içerisinde yaşıyor ve her türlü israfı yapmaktan geri kalmıyordu. Kilise, halkı sürekli taassup içinde tutuyor ve krala ihaneti en büyük suç sayıyordu. İhtilalinin fikir alanındaki sebepleri ise Diderof ve d’Albert’in öncülük ettiği ansiklopedistler vasıtasıyla toplumun alt tabakasına yeni fikirler yayılıyordu. Cumhuriyet ve demokrasi anlayışı yavaş yavaş yayılıyordu. J. J. Rousseau, Voltair, Montesguieu halkı bilinçlendiriyordu. 3. Kralın’da beklenen reformu yapmaması üzerine, soylular ve papazlar ve halk temsilcileri arasında oy kullanımı yüzünden çıkan anlaşmazlık büyüdü. Çünkü sınıf esası üzerine oy kullanılmasında halk temsilcileri halkın % 96’sını temsil etmesine rağmen her zaman soylular ve papazların dediği oluyordu. Böylece devam eden olaylar ihtilâli meydana getirdi. Ulusal meclis, Kurucu meclis, Yasama meclisi, Konvention, Directoire, Konsüllük dönemi sırasıyla Fransa’da Cumhuriyet ve demokrasi gelişti. Kral ve eşi idam edildi. Halkın hareketi başarıya ulaşmış oldu. Siyasi, dinî, ekonomik nedenlerle meydana gelen ihtilal, Fransa’yı çok farklı yerlere taşıdı ve o tarihten sonra meydana gelen tüm milliyetçilik ayaklanmalarına temel teşkil etti. Fransız inkılâbı sonucunda, bazı yeni devletler kurulurken, bazı büyük devletler parçalandı. Dünyada yeni olaylar ve oluşumlar meydana geldi. Fransa’da 1789 yılında halik ve burjuva sınıflarının krala ve zadegana karşı meydana getirdiği ve başarıya ulaşan bu inkılâb aynı zamanda Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Rusya gibi devletler için pek de olumlu bir olay olmadı. 4. 1789 Fransız İhtilalinin mahiyeti, o sırada Avusturya ve Rusya ile savaş halinde olan Osmanlı Devleti’ni uzun süre ilgilendirmedi. 1791-92 Ziştovi ve Yaş antlaşmasından sonra biraz ilgilendiyse de 1791’de kralın yetkilerinin sınırlandırılması, hatta azli ve idamı Osmanlıyı endişelendirmedi. 5. İhtilalin en önemli mesajı “milletlerin kendi kaderini kendisinin belirlemesi” prensibi milletlerarası camiaya yerleşti. Osmanlı Devleti, Fransız İhtilalini Avrupa’nın iç meselesi olarak görüyor, hiç ilgilenmiyordu. Ancak Fransa’nın 1797’de, Yedi adalara el koyup Yunanlıları bağımsızlık için kışkırtmasıyla milliyetçilik prensibinin ve ihtilalin önemi ancak anlaşılabildi. 6. Bu dönemde Fransız İhtilaline karşı tarafsız kalan pek az ülkeden biriydi. Osmanlı ülkesinde İhtilal yanlıları, kahvehanelerde broşür dağıtıyorlardı. Hak, özgürlük ve eşitlikten bahsediyorlardı. Bu dönemde, ortaya çıkan yeni düşüncelerin Osmanlılar tarafından ne ölçüde anlaşıldığını kestirmek olanaksızdır. 7. III. Selim ihtilalci Fransa’yı desteklemiştir. Bu da Osmanlı’nın kendisi için çok yakın gelecekte tehlike oluşturacak olan bu olayı tam olarak anlayamadığını gösterir. 8. Fransa, ihtilalden çok kısa bir süre sonra yayılmacı politikalar içerisine girmiştir. Amerika bağımsızlığa destek vererek el altından Amerika’daki İngiliz kolonilere silah satıyordu. Aynı zamanda Osmanlı ülkesi olan Mısır’a çok geçmeden saldırmıştı. 9. Fransa’nın Osmanlı Devleti üzerindeki bu gizi hesaplarına rağmen, Osmanlıyla, Fransa arasında Kanuni döneminden bu yana devam eden ve sürekli gelişen bir dostluk vardı. İki devlet arasındaki ticari ve diplomatik faaliyetler çok eskiye dayanıyordu. Fransız İhtilali başladığında bu olayı Fransa’nın iç sorunu olarak gören Osmanlı Devleti, bir İslâm devleti olması hasebiyle kendi ülkesinde Avrupa ölçülerine göre bir adaletsizlik, eşitsizlik, siyasi ve sosyal bozukluklar mevcut değildi. 10. Üstelik Fransa dostu olan bir ülke olmasına rağmen çok uzaktaydı. Buradaki gelişmeleri ancak dolaylı yollardan öğrenebiliyordu. Osmanlı Devleti bir çok problemle uğraşması, çöküş sürecine girmesi dolayısıyla böyle bir işle uğraşmaya vakitte bulamıyordu. 11. 1792 yılında Fransa, yeni rejimini korumak ve rejimini ülkelere tanıtmak üzere doğal sınırlarının dışında savaşlara girişti. Bunun karşısında Osmanlı Devleti tarafsızlığını ilan etti. Fransa’nın Osmanlı’yı parçalamak isteyen Rusya ve Avusturya’yı yenmesi İstanbul’da sevinçle karşılandı. Fransa’nın isteğine rağmen Osmanlı Devleti bu yeni rejimi hemen tanımak istemedi. Osmanlı yöneticilerine göre Fransa’nın yeni rejimi Avrupa’nın sorunu idi. Osmanlı’nın Avrupa hukukuna dahil olmadığını öne sürüyorlardı. Osmanlı hükümeti ihtilal karşısında gerçekten tarafsız davranıyordu. 12. 1793’te Fransa İstanbul’a olağanüstü elçiler göndererek, Fransa Cumhuriyet hükümetinin tanınmasını Türkiye ile Fransa arasında anlaşma yapılmasını ve Türkiye’nin savaşa girmesini istedi ama Türk hükümeti bunu reddetti. Çünkü Fransa’nın Cumhuriyetini tanımakla Avrupa’ya karşı cephe almak istemiyordu. Prusya Fransa’yı tanıdıktan sonra Osmanlı Devleti Fransa Cumhuriyetini tanıdı. 13. Bu tarihten sonra Fransa, Osmanlıyı Rusya ve Avusturya aleyhinde savaşa sokmak istiyordu. Osmanlı buna yanaşmadı. Napolyon orduları ile Avrupa’da bir çok orduları yenerek Compo Formio anlaşmasıyla üstünlüğünü kabul ettirdi. 14. 1798’de Mısırı işgal eden Fransızlarla Osmanlılar arasındaki münasebetler bitmişti. 1798’de Pramidler savaşını kazanan Mısır’dan İngilizler ve Ruslar sayesinde onların desteğiyle çıkarabildi. Ama bu seferde Mısır’a İngilizler yerleşti. Fransızlar gittikleri bütün yerlerde milliyetçilik akımlarını yayıyorlardı. Mısır’a girip çıkan Fransızlar Kölemenleri Osmanlı aleyhine kışkırttılar. Daha sonra da işgal ettiği yedi adadan çekilmesi üzerine bölgeye Ruslar geldi. Tıpkı Fransızlar gibi Ruslar da Rumları Osmanlı aleyhine kışkırtmaya başladılar. Diğer taraftan Ruslar Balkanlarda ulusçuluk faaliyetlerini yaymaya devam ettiler. Fransızlar, propagandalarını çekilmiş oldukları bölgelerde, sürdürdüler. Türkçe, Rumca, Ermenice’ye tercüme ettikleri milliyetçiliğe ve Cumhuriyete dair eserleri özel adamları Akdeniz adalarına gönderdiler. 15. Yunan isyanları 6 Mart 1821’de Eflak Buğdan’da başladı. Etnik-i Eterya bu faaliyeti yürütüyordu. 16. Fransa’nın çabaları ve zararlı faaliyetleri sonucunda, Osmanlı milleti olan gayr-i müslim Hıristiyan teb’a başta olmak üzere bir süre sonra müsüman teb’a devlete karşı isyan etmiştir. 1804 tarihinde Sırplar isyan etmişlerdir. 1821’de Morada isyan meydana gelecektir. 1830 yılında Yunanistan bağımsız olarak bir devlet kuracaktır. 17. Daha sonraları Fransızlar, Cezayir’i işgal edecekler ve bunun yanı sıra M. Ali Paşa’ya destek vererek Vali’nin devletine karşı cephe almasına sağlayacaklardır. Rusya ise Balkanlarda Osmanlı aleyhine propaganda yaptığı gibi, Kırım’a girerek, Kırım’da yaşayan Türkleri bağımsızlık vaadetmek, girişmiş olduğu türlü entrikalarla Kırım’ı Osmanlı’dan ayırarak ilhak etmiştir. Artık büyük devletler Osmanlı’nın içişlerine müdahale ediyorlar ve her taraftan Osmanlıyı çökertmeye çalışıyorlardı. 1839 Tanzimat Fermanı ve daha sonra Avrupalı devletlerin baskıları sonucunda, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanıyla gayrimüslim tebaya çok geniş haklar veriliyordu. Bu ıslahat Fermanını, Osmanlı kabul etmek zorunda kalmıştır. 18. Fransa’nın tarihteki Osmanlı Politikası daha önce anlattığımız örneklerde görüldüğü üzere, müspet bir yön yoktur. Fransa pek çok olayda Osmanlı Devleti’ni kendi menfaatleri için kullanacağı paravan veya alet olarak görmüştür. 19. Çeşitli ırkları, farklı dinlere mensup milletleri bünyesinde barındıran Osmanlı Devleti için milliyetçilik akımı Osmanlı için gerçek bir felaket olmuştur. Avrupalı devletlerin kültürel, ekonomik, siyasi ve askeri baskıları sonucunda Osmanlı Devleti her tarafında isyanların başladığı her devletin müdahalesinin olduğu bir devlet haline gelmişti. Tüm planlar Osmanlı’yı parçalamak için yapılıyordu. 1856 Islahat Fermayıla gayrimüslim teb’aya bir takım haklar verdiyse de Avrupalı devletlerin isteklerinin ardı arkası kesilmek bilmedi. Rusya Balkanları, Fransa Cezayir’i, İngiltere, Kıbrıs ve Mısır, Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i, ilhak etmek için zikrolunan yerlere girmişlerdi. 20. Osmanlı Devleti’nin ortaya attı ve ne Osmanlıcılık ne de İslamcılık gibi projeler Osmanlıyı çöküşten kurtaramamıştır. Meşrutiyet’in ikinci kez ilan edildiği 1908 tarihinde Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i topraklarına katmasının yanı sıra Bulgaristan’da bağımsızlığını ilan etmiştir. Osmanlılar bu durumu kabullenmek zorunda kaldılar. 21. Tunus, Fas, Karada gibi bir çok ulus Osmanlı’yı karşı önceden isyan etmişlerdi. İtalyanlar, Trablusgarb’ı işgal ederek Kuzey Afrika’daki son Osmanlı toprağını da aldılar. I. ve Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti bir çok toprağını kaybetti. Arnavutluk devleti bu savaş sonucunda imzalanan anlaşmalarla ortaya çıkmıştı. 22. Milliyetçilik hareketlerinin artık önü alınamıyordu. 1870 ve 1871’de siyasi birliklerini tamamlayan İtalya ve Almanya tüm projeleri Osmanlı üzerine endekslemişlerdir. İtalya, Kuzey Afrika’yı egemenliğine aldı. Almanya ise Osmanlı Devletini bir Pazar olarak görüyordu. I. Dünya Savaşına Almanya’nın yanında giren Osmanlı, savaştan yenilgiyle çıkınca bir çok toprağını kaybettiği gibi savaş sonunda da imzalanan Mondros Ateşkes anlaşmasıyla adeta itilaf devletlerine teslim olmuştu. Osmanlı müslüman teb’ası olan Araplar, İngilizlerin ve Fransızların propagandası sonucunda I. Dünya Savaşında Osmanlı’yı arkadan vurdular. Osmanlı artık ata yurdu olan Anadolu’yu kurtarmak için çalışıyordu. Sonuç 1789’da ortaya çıkan milliyetçilik akımlarıyla ilgilenmeyen Osmanlı, 1918’lere ve Lozan Anlaşmasının yapıldığı 24 Temmuz 1923 tarihine gelindiğinde bu akımdan en çok zarar gören devletti. Osmanlı Devleti artık parçalanmış ve yeni milletler, yeni devletler ortaya çıkmıştır. Türk milleti ancak nefsi müdafaa yaparak milliyetçilik akımının ancak nefsi müdafaa yaparak milliyetçilik akımının pençesinden kurtulabilmiştir. Ruslar Ermenileri bir maşa olarak kullanıp Türk ordusunu ve Türk milletini uzun süre uğraştırmıştır. 1915’te Suriye’ye tebcir edilmişler ama bu beladan bir türlü kurtulamamıştır. Türk Milleti M. Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Millî mücadeleyi olağanüstü gayret ve mücadeleyle, nefs-i müdafaa yaparak binbir güçlükle kazanabilmiştir. Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer! Bu yazımızda Fransız İhtilali’nin imparatorluklara etkisi başlığı altında Fransız İhtilali’nin Rus Çarlığına, Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna ve Osmanlı İmparatorluğuna etkilerini inceledik. Bu Yazının İçindeki Başlıklar Fransız İhtilali’nin Devletler Üzerindeki EtkileriFransız İhtilali’nin Rusya Çarlığına EtkisiRus DevrimiFransız İhtilali’nin Osmanlı İmparatorluğuna EtkisiFransız İhtilali’nin Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna Etkisi Fransız İhtilali’nin Devletler Üzerindeki Etkileri Fransız İhtilali Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Rusya’yı nasıl etkilemiştir? Geçmişten günümüze var olan sistemlere karşı düzenlenen hareketlerin en bilineni şüphesiz 1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilali’dir. Öyle ki bu devrim sadece kendi ülkesini değil global düzlemde çoğu ülkeyi etkilemiştir. Bir çok düşünüre ilham kaynağı olmuştur. Devrim sonucunda yaşananlar dünyayı siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan etkilemiştir. Bu yazıda Fransız İhtilali’nin etkilediği ülkelerden olan Rusya, Avusturya Macaristan ve Osmanlı Devleti’ni ihtilalin etkileri bakımından inceleyeceğiz. Fransız İhtilali’nin Rusya Çarlığına Etkisi Fransız İhtilali’nin imparatorluklara etkisi konusunda ilk olarak Rusya’yı ele alalım. Fransız İhtilali’nden sonra küresel etkileri bu denli büyük olan bir diğer devrim şüphesiz 1917 Bolşevik Devrimi’dir. Öyle ki ülke içerisinde yaşananların yanı sıra Rusların Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmesine sebep olarak savaşın kaderini büyük bir ölçüde değiştirmiştir. Ülke içerisinde ise daha önce uygulandığı görülmemiş sosyalist bir düzene geçilmesini sağlamıştır. İhtilalin hemen ardından ülkeler arasında kutuplaşmalar görülmeye başlamıştır. Bu durum İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünya çapında belirgin iki kutbun varlığına yol açmıştır. Ayrıca Rus toplumunda köklü bir değişime yol açarak fakir bir halkı dünyanın iki süper gücünden biri haline getirmiştir. Bu rejimi birçok farklı topluma da özümsetebilmiştir. Ekim Devrimi olarak da anılan Bolşevik İhtilali Vladimir Lenin tarafından ortaya atılan “ekmek, barış, özgürlük” sloganı ile ateşlenen bir halk hareketidir. Bu devrim 1905 Rus Devrimi’nin devamı olarak görülen bu devrim esasen bir parti kurma düşüncesi ile başlatılmıştır. Rus Devrimi 18. yüzyıl dünyasına bakıldığında Çarlık Rusya’sı çağdaşlığı ile dikkat çekmekteydi. Her yerde saltçılığın hüküm sürdüğü bu dönemde II. Katerina ve Büyük Petro gibi hükümdarlar dönemin diğer hükümdarlarına göre ilerici kabul edilebilirdi. I. Aleksandr Viyana Kongresi zamanında Avrupa meselelerine yaklaşımıyla Prusya kralından daha liberal duruşluydu. Fakat onun ardından tahta geçen I. Nicolas’ın çağında devletin tutumu değişmiştir. Fransız İhtilali’nin temelini oluşturan fikirler Rusya’da da görünür olmuştur. Bunun üzerine aydınlar Fransız İhtilali ile gelen bu fikir ve değerleri büyük bir heyecanla karşılamışlardır. Batı Avrupa’da bulunan aşırı görüşlerin hareketlere katılmaya başlamışlardır. Buna rağmen Rusya 19. yüzyılda üzerinden Orta Çağ devleti görünümünü üzerinden atamamıştır. Bir yandan büyük toprak sahibi soylular, kilise ve bürokrasi. ordu varken bir yandan zulüm edilen köleler vardı. Bu iki grubun arasında bulunan burjuvalar ise bir hayli azdı. Bu durumda sınıflar arası bir uçurum ve karar mekanizmasında bir acizlik mevcuttu. Bunun sonucunda 1917 yılında Rus halkı çarlığa bir başkaldırı yapmıştır. Rusya’nın kentsel kesiminde de isyanların yayılmasıyla Fransız İhtilali’nin getirilerini bir türlü benimseyemeyen rejim hem liberal hem de sosyalist açıdan tehlikede hissetmiştir. Ezilen halkın yanı sıra savaşlarda alınan yenilgilerde bu devrime zemin hazırlamıştır. Rus toplumunun genel yapısı çok zengin bir azınlık ve fakir halktan oluşmaktaydı. Gelir adaletsizliği hat safadaydı. Ayrıca Rusya tıpkı devrim öncesi Fransa gibi resmen iflas etmiş durumdaydı. Keza vergi sistemi de karmaşık ve etkisiz durumdaydı. Faal olarak katılınan savaşların giderleri bitmeye yüz tutmuş altın rezervleri ve dış borçlar yardımıyla giderilmektedir. 1905 devrim de Fransa’dan alınan büyük borçlar sayesinde kaba kuvvetle bastırılabilmişti. Tüm bunlara ek olarak toprak sorunları da halen çözümsüzdü. İşleyecek toprağın olmaması köylü halkın uzun süredir problemiydi ve topraklar hala feodal düzende idame ettirilmekteydi. Bunun üzerine halk köylerden şehirlere göç etmekteydi. Kısaca Rus toplumunun temelini oluşturan tarım olmasına rağmen Rus halkı bu devrimi desteklemiştir. Fransız İhtilali’nin Osmanlı İmparatorluğuna Etkisi Fransız İhtilali’nin imparatorluklara etkisi konusunda ikinci olarak Osmanlı Devleti’ni ele alalım. Osmanlı Devleti’nde de “genç” sıfatı Fransız İhtilali’nin ardından tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi yayılarak ilerleyen bir akım olmuştur. Bu akım doğrultusunda diğer milletlerde de olduğu gibi Türk aydınlar da kendi ülkelerinin önüne “yeni” sıfatını ekleyerek bir grup oluşturmuşlardır. 19. yüzyılın başında Osmanlı siyasetçileri Avrupa’dan geri kalma düşüncesine Btılılaşma ile karşı koymaya çalışmışlardır. Batılılaşma kısaca Batı’daki değişimleri ıslahatlar ile kısa zamanda ülkeye de getirme çabasıdır. Islahat siyasetinin en tutarlı olduğu dönemler ise 1839–1871 yılları arasındadır. Bu dönemde Fransa’nın devrimci yazarlarından olan Rousseau gibi isimlerden ve yine Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik akımından etkilenen Namık Kemal ve Şinasi gibi birçok yazar edebi eserler vermiştir. Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre eseri milliyetçilik akımını izleyen en önemli eserlerdendir. Gelen milliyetçilik akımı doğrultusunda anadil Türkçe’ye yönelim artmıştır. Jön Türkler gibi Avrupa’yı görmüş ve etkilenmiş aydın sayısı da artmıştır. Bu dönemde Osmanlı siyasetini yakından etkileyen Mısır Prensi Mustafa Fazıl Paşa Paris’e giderek Yeni Osmanlılar’ın sözcüsü olduğu beyanı ile bir metin yazmış ve çoğaltmıştır. Bunun üzerine Mustafa Paşa’nın destekçileri Anadolu’ya sürülmüştür. Fakat bu kişler sürgüne uymak yerine Paris’e giderek Mustafa Paşa’ya katılmışlardır. 1889 yılında İstanbul’da bulunan Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye’de okuyan bir grup öğrenci dönemin padişahı II Abdülhamid’i devirebilme amacıyla bir isyan örgütü kurmuşlardır. Bu grup İtalyan Carbonari hareketinden esinlenerek örgütü kuran İbrahim Temo adlı bir Arnavut tarafından desteklenmekteydi. İlk başta illegal bir yapılanma olarak karşımıza çıkan Jön Türkler daha sonraki süreçlerde legalleşse de devletin bu gruba karşı tutumu hiçbir zaman uzlaşımcı olmamıştır. Buna karşın Jön Türk cemiyeti her geçen gün üye sayısını arttırarak hareket alanını da arttırmıştır. Devam eden süreçte 1908 İhtilali’nde yer alacak olan Selanikli Nazım ve posta memuru Talat’ın cemiyete katılımı güvenlik güçlerini harekete geçirecektir. İlk adımda tutuklanmasalar da ciddi önlemlerle serbest bırakılacaklardır. Dönemin padişahı Sultan Abdülhamid’e baskı ile ilan ettirilen I. ve II. Meşrutiyet 1908 bütün bir özgürlük için kabul ettirilmiştir. Tam manada olmasa da dış görünüş olarak bir batılılaşma çabası güdülerek uygulanmıştır. Bu noktada Fransız İhtilali’nin görünür etkileri Osmanlı’da da aydınların fikirleri ve tutumları yoluyla kendini belli etmektedir. Öyle ki aydınların Fransızca ile sürekli bir iletişimde bulumaları ve yaşanan devrimin ardından büyük özgülerle Fransa halkını kutlamaları bunun gösterir niteliktedir. Hatta her iki ihtilalin de çıkış noktası eşitlik, adalet, hürriyet söylemleri olmuştur. Zaten Tanzimat ve Islahat girişimleri bu söylemlere bir karşılık oluşturma amacındadır. Meşrutiyetin ardından yaşanan 31 Mart olaylarında da yine aynı kavramlara yönelik söylemlere rastlamak kaçınılmazdır. II. Meşrutiyetin ilanından sonra da bir Türk heyeti Fransa Başbakanı Clemenceau tarafından kabul edilmiştir. Meşrutiyete olan katkıları adına tebrik edilmiştir. Fransız İhtilali’nin Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna Etkisi Fransız İhtilali’nin imparatorluklara etkisi konusunda son olarak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu ele alalım. Avusturya İmparatorluğu 15. ve 19. yüzyılın sonuna kadar Avrupa’nın büyük bir kesiminde hakimiyete sahipti. Öyle ki bu imparatorluk Avrupa’nın Rusya ve Osmanlı gibi devletlerle birlikte en büyük güçlerinden biriydi. Sahip olduğu topraklarda is farklı etnik kökenlere sahip olan pek çok ırktan insan yaşamaktaydı. Fransız Devrimi’nin patlak vermesinin ardından tüm Avrupa’ya yayılan özgürlük ve milliyetçilik akımları doğrultusunda en büyük yıkımlardan biri Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun başına geldi. Öyle ki İçerisinde barındırdığı bu çok farklı etnik topluluklar milliyetçilik ve özgürlük akımlarını benimseyerek kendi ulus bilinçlerini geliştirdiler. Gelişen bu bilinci takiben her azınlık kendi ulusuna ait olacak bir toprak yani esasında kendi ülkelerini kurmak istediler. İsyanlar boy göstermeye başladı. Bu sırada ülkenin iç işlerine dışarıdan müdahaleler de yapılmaktaydı. Örneğin Rusya Avusturya İmparatorluğu’nun himayesi altında bulunan Slav halkını desteklemekte ve isyan hareketlerini haklı görmekteydi. Bunun gibi giderek bir kaosa sürüklenen ülke giderek zayıflamıştı. Bu ulusların önlenemez yükselişlerinin ardından gücünü içerisinden yükselen uluslarla paylaşmak zorunda kaldı. Ardından Viyana kongresinde alınan bir karar ile Avusturya Macaristan İmparatorluğu resmen gücünü kaybetmişti. Kongrenin sonunda diğer katılımcı ülkelerin de onayıyla bir imparatorluktan zayıf bir konfederasyona dönüştürüldü. Fransız Devrimi’nin getirdiği fikir akımlarının büyük etkisiyle güçsüz kalan Avusturya Macaristan’ın ilerleyen süreçteki genel hedefi Alman ve İtalyan birliklerinin bir araya gelmesini engellemekti. Bu iki ülkenin yükselmesini önlemeye çalışmak oldu. Fransız İhtilali Osmanlı Devletini Nasıl Etkiledi Fransa Devrimi Fransız İhtilaninin Osmanlıya Olumlu ve Olumsuz Etkileri nedir Fransız İhtilali ,Osmanlı Devleti’ni hem olumlu hem de olumsuz yönden etkilemiştir. Fransız İhtilalin olumsuz etkisi, milliyetçilik hareketinin başlamasıyla Osmanlı ülkesinde birçok isyanın çıkmış olmasıdır. Sırplar,Yunanlılar,Bulgarlar,Romenler, Karadağlılar…milliyetçilik duygusunun yayılmasıyla ayaklandılar. Bu ayaklanmaların çıkmasında, başta Rusya olmak üzere Avrupa devletlerinin etkisi oldu. Fransız İhtilalin olumlu etkileri Fransız İhtilalin olumlu etkileri ise şunlardır Osmanlı aydınlarının Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ilkelerden etkilenmeleri sonucu devlet yönetimi çıktı. Tanzimat ve Islahat Fermanları,I. ve II. Meşrutiyet ve Jön Türklerin ortaya çıkışı bu ihtilalin etkisiyle olmuştur. Soru Soruyu soran Misafir Tarih 2007-09-18 Okunma sayısı 8721 Soruya verilen cevaplar Sponsor bağlantı Dünyada kaç farklı dil vardır? Cevaplayan Konuk Bilge Fi tarihinde cevaplandı 14 temmuz 1789 da başlayan fransız ihtilali kuvvet yoluyladevletin siyasi ve toplumsal yapısını kökünden öncesinde fransadki siyassal ve toplumsal yapı tanrı haklarına benim anlayışı,fransız krallarının gücünü güç,herşeye sözetmek söz konusu yapıyı oluşturan sınıflar arasında korkunç ayrıcalıklar vardı. inkılap fransadaki baskıcı,eşitliğe dyanmayan,bozuk düzeni olduğu kadar bütün dünyanın siyasal,hukuksal ve toplumsal yapılarını değiştiren yeni bir düsenin temelini düzenin dayanakları,her yurttaşın özgür olduğu,yassalar karşısında eşit haklara sahip bulunduğu,ulusun kendi kendisini yönetmesi yani demokratik bir düzen,bu düzenin temel yapısını belirleyen anayasaların yapılması,devletin laikleştrilmesi ve ulusçu bir niteliğe büründürülmesi idi. bir ihtilal sonucu fransa da kurulan yeni düzen, önce avrupaya,giderekte tüm dünyaya yayılmaya başladı. bilindiği üzere osmanlının egemen olduğu topraklar üzernde birbirinden farklı biçok ulus ulusal niteliklerini değiştirici herhangi bir politika ihtilalinin getirdiği MİLLİYETÇİLİK anlayışı bunların eyleme geçmesine neden çökertmek isteyen devletlerinde kışkırtması ile,sırplar,rumlar,bulgarlar,romenler vs.. ayaklanmaları bastırmak osmanlıyı ekonomik yönden sarstığı gbi siyasal yönden de büyük devletlerin osmanlının iç işlerine karışmalarına yol önce özerklik daha sonrada bağımsızlıklarını ilan etmeleriosmanlının giderek küçüklmesine yol açtı. Cevaplayan Konuk Bilge Fi tarihinde cevaplandı Bildigim kadarıyla olumsuz olarak şunu söyleye bilirim fransız ihtilaliyle birlikte adalet,özgürlük,eşitlik,milliyetcilik gibi kavramlar ortaya cıkmıstır cok uluslu olan devletler osmanlı devleti özellikle milliyetcilik akımından etkilenmiştir bu da osmanlı devletini dagılma dönemine sokmustur ve insan hakları bildirgesi fransız ihtilaliyle yankı bulmustur evrensel hale gelmıstır. benden bukadarD Cevaplayan Konuk Bilge Fi tarihinde cevaplandı fransız ithali osmanlıya olumlu etkisi demekrosileşmenin etkisi ise miliyetçilik tarih öğretmeni eyüp Bu soruyu cevaplayın Yeni bir soru sorun Rastgele 20 soru 1 Amsterdam neresidir? 2876 defa okundu 2 Valinin görevleri nelerdir? 5959 defa okundu 3 İpek yolu nedir? 11176 defa okundu 4 Matematik kaça ayrılır? 8179 defa okundu 5 Akarsu rejimi nedir? 16264 defa okundu 6 Çok sesli müzik söyleyen sanatçılar kimlerdir? 6849 defa okundu 7 Gençliğe Hitabe de Atatürk gençliğine nasıl bir mesaj vermektedir? 4516 defa okundu 8 Kurtuluş savaşı ne zaman başlamıştır? 4380 defa okundu 9 Teokratik nedir? 3245 defa okundu 10 Işığın saniyedeki hızı yaklaşık üçyüzbin km olduğuna göre bir ışık yılı ne kadardır? 5122 defa okundu 11 En son il olan yer neresidir? 4349 defa okundu 12 Çekirgeler omurgalı hayvanlar mıdır? 14765 defa okundu 13 Mks ve cgs birim sistemi arasındaki farklar nelerdir? 6734 defa okundu 14 Satürnün halkası ne renk? 3281 defa okundu 15 Tv nin açılımı nedir? 11790 defa okundu 16 Rakamın terkibi denilince ne anlaşılır? 2587 defa okundu 17 345 doğal sayısını oluşturan sayıların sayı değerleri toplamı kaçtır 6677 defa okundu 18 Metre ve santimetre arasında nasıl bir ilişki var? 3519 defa okundu 19 Bir kargo şirketınde çalısıyorum bir adet bilgisayar var benim emrimde bunu... 3921 defa okundu 20 Monitörün televizyondan ne farkı var? 3422 defa okundu

fransız ihtilalinin osmanlıya olumsuz etkileri