cash. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın yıllık raporunu göre Türkiye, milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf ediyor. Raporun sonuçlarını Dünya’dan Yasemin Salih’e değerlendiren Türkiye İsraf Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Aziz Akgül, durumun vahim boyutlara ulaştığını belirterek, “En büyük israf devlette. Toplum da liderlerine bakarak israf konusunda hassasiyet göstermiyor” dedi. Fotoğraf AA 2021’de 1 trilyon 81 milyarlık israf Akgül, yapılan çalışmanın temelini şöyle aktardı “Türkiye’nin 2021 yılı Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 7 trilyon 209 milyar 40 milyon TL. 1 milyonda en fazla üç israfa izin veren Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı dikkate alındığında Türkiye’de her 1 milyon işlemde 6,210 israf yapıldığı varsayımı çerçevesinde; ülke olarak 4 Sigma seviyesinde görülüyoruz. Bu varsayımdan yola çıkarak Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf etmektedir. Yani Türkiye, 2021’de 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynağını israf etmiş.” Altın kategoride SGK var Raporda israf alanları altın, gümüş, bronz ve düz olarak dört kategoride sıralanmış. En çok israfın olduğu alanları işaret eden altın’ kategorisinin yıllar içinde bazen Sosyal Güvenlik Kurumu’nun SGK bazen de iç borç faizinin birinci sırada geldiğini belirten Prof. Dr. Akgül, “Hesaplamalarımıza göre bu yıl SGK yılıydı” dedi. Akgül, SGK’nın yeni bir yönetim şekline ihtiyacı olduğunu belirtti “2021’de SGK’ya bütçeden 252 milyar TL’lik kaynak gitmiş. Bunun tamamı israftır. Çünkü SGK, aktarılan primlerle yönetilebilir bir yapı. Ekstradan bütçeden kaynağa ihtiyacı olmamalı. Bunun nedeni verimsizlik, yani israftır”. İç borç faizi yatırımı engelliyor’ Raporun bronz kategorisinde bu yıl iç borç faizi yer aldı. Akgül, 2021’de iç borç faizinin 126 milyar TL olduğunu belirterek şöyle devam etti “2022’de ödenecek iç borç faizinin 163 milyar TL olacağı hesaplanıyor. Bu para neden israf olarak raporumuzda? Çünkü iç borç faizi demek; Vatandaşa siz risk almayın, yatırım yapmayın, istihdam yaratmayın; bunun yerine rantiyeden yiyin demektir.” Kamu kuruluşunun reklama ihtiyacı yok’ Rapordaki bronz kategori’de bütün kamu harcamaları yer aldı. Bunlara örnek olarak kamu kuruluşlarının ışıklı tabelalarını gösteren Prof. Dr. Akgül, “Bir bakanlık binasının sürekli yanan ışıklı tabelalara neden ihtiyacı var? Amaç ne?” diye sordu. Bronz kategorideki yüksek paylar arasında yerel yönetim yapılanmalarının bulunduğunu aktaran Akgül, aynı küçük yapılanma içinde valilik, kaymakamlık, belediyelerin konumlanmasını israf olarak yorumladı “Sadece merkez ilçelerde 100 milyar TL’lik kaynak kaybı var. Aynı bölge için her yönetimde aynı birimler görüyoruz. Valilikte spor müdürlüğü, kaymakamlıkta, belediyelerde… Ne yapıyorlar? Londra’da, New York’ta bu yok. Bütün bu yapılarda çalışanların maaşlarını halk ödüyor. 2021’de 30 büyükşehrin 130 merkez ilçe kaymakamlığına ve 130 merkez ilçe belediyesine ayrılan toplam bütçe yılda 85 milyar liralık israfa sebebiyet vermiştir”. Türkiye İsraf Raporu 2021’e göre israf edilen 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynak ile şunlar yapılabilirdi Her biri 600 yataklı ve tanesi 70 milyon lira değerinde 15 bin 447 hastane yapılır ve sağlık sistemi tamamen rahatlatmış biri 6 milyon 600 bin lira değerinde 16 derslikli 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul yapılarak, eğitimde fiziki kapasite arttırılır, her sınıfta 30 öğrencinin okutulması hedefi yerine 4 milyon 950 bin lira olan 218 bin 455 km otoyol yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım altyapısı bir ihracatçı firmaya veya KOBİ’ye 500 bin lira kredi verilmiş olsaydı, 2 milyon 162 bin işletmeye destek gelir getirici bir faaliyette bulunması çerçevesinde, her bir dar gelirliye yıllık 50 bin lira vatandaşlık geliri verilmesi durumunda, Türkiye’de 21 milyon 627 bin kişiye ulaşılarak gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılmasına katkı bir öğretmene aylık 25 bin TL maaş verilmesi durumunda 3 milyon 604 bin öğretmenin bir yıllık maaşı aylık öğretmen maaşının 6 bin 500 lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 13 milyon 863 bin öğretmenin yıllık maaşı memur maaşının 9 bin lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 10 milyon 12 bin memurun yıllık maaşı küresel salgını sürecinde büyük zorluklar çeken esnafa 1 yıl boyunca aylık lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 18 milyon 22 bin esnafa yardım yıllık 50 bin lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 21 milyon 627 bin çiftçiye yardım edilebilirdi. Ortalama litresi 18 TL’den mazot alan çiftçimize 60 milyar litrelik yakıt yardımı 1 yıl boyunca aylık 3 bin lira tutarında destek sağlanarak 30 milyon 37 bin emekli rahatlatılabilirdi. 08 MARTurkcell ve TİSVA işbirliği kadınlara 500 milyon TL mikrokrediKurulduğu günden bu yana istihdam, eğitim, girişimcilik gibi hayatın her alanında kadınların yanında olan Turkcell, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mikrokredi Programına destek vererek “Ekonomiye Kadın Gücü” projesiyle 150 bin dar gelirli kadının hayallerini gerçekleştirmesini sağladı. 2003 yılından beri birçok kadının kendi ayakları üzerinde durmasına destek olan program, Turkcell’in satıştan pazarlamaya birçok alandaki katkısı ile güçlendi. […] 03 MAYEkonomiye Kadın Gücü annelerine Turkcell’lilerden destekTurkcell’in Ekonomiye Kadın Gücü projesine Anneler Günü kapsamında tüm Turkcell’liler destek olabilecek. 1-10 Mayıs tarihlerinde Turkcell İletişim Merkezlerinden kontratlı akıllı telefon ya da tablet alan herkes EKG annelerinin hayallerini gerçekleştirmesine katkı sağlayacak. Turkcell, ekonomik üretime başlamak isteyen dar gelirli kadınlar için Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA ile birlikte başlattığı cepten kalkınma seferberliği, Ekonomiye Kadın Gücü’ne […] 20 KASGirişimcilere eğitim desteğiTurkcell’in “Ekonomiye Kadın Gücü” projesiyle 2 yılda 70 bin kadına ulaşıldı ve 1 milyon liranın üzerinde kredi verildi. Turkcell’den yapılan açıklamaya göre, şirketin Türkiye’deki sayısal ve fırsat eşitliği uçurumunu azaltarak kadınların ekonomiye daha fazla katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA iş birliğiyle hayata geçirdiği “Ekonomiye Kadın Gücü” projesi iki yılı geride bıraktı. […] 06 OCAEkonomiye Kadın Gücü projesine ödülTurkcell’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı himayesinde, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA işbirliğinde hayata geçirdiği Ekonomiye Kadın Gücü projesi dünyanın en başarılı kurumsal sosyal sorumluluk projesi seçildi. Halkla ilişkiler alanında en prestijli organizasyonlardan biri olarak kabul edilen IPRA Altın Küre Ödülleri’nde Ekonomiye Kadın Gücü projesi iki ödüle layık görüldü. Proje öncelikle “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” kategorisinde […] Yasemin SALİH Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın her yıl haziran ayında açıkladığı Türkiye İsraf Raporu yayımlandı. Raporun sonuçlarını DÜNYA’ya değerlendiren Türkiye İsraf Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Aziz Akgül, durumun vahim boyutlara ulaştığını belirterek, “En büyük israf devlette. Toplum da liderlerine bakarak israf konusunda hassasiyet göstermiyor” değerlendirmesini yaptı. 2021’de 1 trilyon 81 milyarlık israf 2021 yılı verileri değerlendirilerek hazırlanan raporda, Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı esas alındı. Prof. Aziz Akgül, yapılan çalışmanın temelini şöyle aktardı “Türkiye’nin 2021 yılı Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 7 trilyon 209 milyar 40 milyon TL. 1 milyonda en fazla 3 israfa izin veren Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı dikkate alındığında Türkiye’de her 1 milyon işlemde israf yapıldığı varsayımı çerçevesinde; ülke olarak 4 Sigma seviyesinde görülüyoruz. Bu varsayımdan yola çıkarak Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf etmektedir. Yani Türkiye, 2021’de 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynağını israf etmiş.” Altın kategoride SGK var Raporda israf alanları altın, gümüş, bronz ve düz olarak dört kategoride sıralanmış. En çok israfın olduğu alanları işaret eden “altın” ketagorinin yıllar içinde bazen Sosyal Güvenlik Kurumu’nun SGK bazen de iç borç faizinin birinci sırada geldiğini belirten Prof. Dr. Akgül, “Hesaplamalarımıza göre bu yıl SGK yılıydı” dedi. Akgül, SGK’nın yeni bir yönetim şekline ihtiyacı olduğunu ifade ederek, “2021’de SGK’ya bütçeden 252 milyar TL’lik kaynak gitmiş. Bunun tamamı israftır. Çünkü SGK, aktarılan primlerle yönetilebilir bir yapı. Ekstradan bütçeden kaynağa ihtiyacı olmamalı. Bunun nedeni verimsizlik, yani israftır” diye konuştu. “İç borç faizi yatırımı engelliyor” Raporun bronz kategorisinde bu yıl iç borç faizi yer aldı. Prof. Dr. Aziz Akgül, DÜNYA’ya yaptığı değerlendirmede 2021’de iç borç faizinin 126 milyar TL olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti “2022’de ödenecek iç borç faizinin 163 milyar TL olacağı hesaplanıyor. Bu para neden israf olarak raporumuzda? Çünkü iç borç faizi demek; Vatandaşa siz risk almayın, yatırım yapmayın, istihdam yaratmayın; bunun yerine rantiyeden yiyin demektir.” “Kamu kuruluşunun reklama ihtiyacı yok” Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2021 raporunda “bronz kategori”de bütün kamu harcamaları yer aldı. Bunlara örnek olarak kamu kuruluşlarının ışıklı tabelalarını gösteren Prof. Dr. Akgül, “Bir bakanlık binasının sürekli yanan ışıklı tabelalara neden ihtiyacı var? Amaç ne?” diye sordu. Bronz kategorideki yüksek paylar arasında yerel yönetim yapılanmalarının bulunduğunu aktaran Akgül, aynı küçük yapılanma içinde valilik, kaymakamlık, belediyelerin konumlanmasını israf olarak değerlendirdi. Akgül, “Sadece merkez ilçelerde 100 milyar TL’lik kaynak kaybı var. Aynı bölge için her yönetimde aynı birimler görüyoruz. Valilikte spor müdürlüğü, kaymakamlıkta, belediyelerde… Ne yapıyorlar? Londra’da, New York’ta bu yok. Bütün bu yapılarda çalışanların maaşlarını halk ödüyor. 2021’de 30 büyükşehrin 130 merkez ilçe kaymakamlığına ve 130 merkez ilçe belediyesine ayrılan toplam bütçe yılda 85 milyar liralık israfa sebebiyet vermiştir” ifadelerini kullandı. Türkiye İsraf Raporu 2021’e göre israf edilen 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynak ile şunlar yapılabilirdi Her biri 600 yataklı ve tanesi 70 milyon lira değerinde 15 bin 447 hastane yapılır ve sağlık sistemi tamamen rahatlatmış olurdu. Her biri 6 milyon 600 bin lira değerinde 16 derslikli 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul yapılarak, eğitimde fiziki kapasite arttırılır, her sınıfta 30 öğrencinin okutulması hedefi yerine getirilebilirdi. Kilometresi 4 milyon 950 bin lira olan 218 bin 455 km otoyol yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım altyapısı tamamlanırdı. Her bir ihracatçı firmaya veya KOBİ’ye 500 bin lira kredi verilmiş olsaydı, 2 milyon 162 bin işletmeye destek sağlanırdı. Yoksulların gelir getirici bir faaliyette bulunması çerçevesinde, her bir dar gelirliye yıllık 50 bin lira vatandaşlık geliri verilmesi durumunda, Türkiye’de 21 milyon 627 bin kişiye ulaşılarak gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılmasına katkı sağlanırdı. Her bir öğretmene aylık 25 bin TL maaş verilmesi durumunda 3 milyon 604 bin öğretmenin bir yıllık maaşı karşılanabilirdi. Ortalama aylık öğretmen maaşının lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 13 milyon 863 bin öğretmenin yıllık maaşı karşılanabilirdi. Ortalama memur maaşının lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 10 milyon 12 bin memurun yıllık maaşı karşılanabilirdi. Koronavirüs küresel salgını sürecinde büyük zorluklar çeken esnafa 1 yıl boyunca aylık lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 18 milyon 22 bin esnafa yardım edilebilirdi. Çiftçilere yıllık 50 bin lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 21 milyon 627 bin çiftçiye yardım edilebilirdi. Ortalama litresi 18 TL’den mazot alan çiftçimize 60 milyar litrelik yakıt yardımı yapılabilirdi. Emekliye 1 yıl boyunca aylık 3 bin lira tutarında destek sağlanarak 30 milyon 37 bin emekli rahatlatılabilirdi. Sosyal Medyada Bizi Takip Edin Bizi Takip EdinFacebookBeğen Bizi Takip EdinTwitterTakip Et Bizi Takip EdinGoogle ++1 ' le “Tekfen Vakfı, sürdürülebilir yarınlar için, başta eğitim ve kültür-sanata önemli kaynak ayırarak, sayısız projeyi hayata geçirmiştir.” Tekfen Vakfı Tekfen, sosyal ve kültürel faaliyetlere katkısını kurumsal bir çatı altında gerçekleştirmek ve doğal çevreyle uyum içinde, yaşanılır bir geleceğin kurulmasına yardımcı olmak üzere 1999 yılında Tekfen Eğitim, Sağlık, Kültür, Sanat ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı kurmuştur. 2019 yılında kuruluşunun 20’nci yılını kutlayan Tekfen Vakfı, kurucu ortaklarından aldığı feyzle daha iyi bugünler ve sürdürülebilir yarınlar için, ülkenin en önemli ihtiyacı olan eğitim ve bir toplumun en önemli gelişmişlik göstergelerinden biri olan kültür-sanat alanlarına önemli kaynak ayırmış ve sayısız projeyi hayata geçirmiştir. Vakıf, 2004 yılından bu yana kamu yararına çalışan kurum statüsüne sahiptir. Eğitim Tekfen Vakfı, Türkiye’de okuyan başarılı, fakat maddi desteğe ihtiyaç duyan öğrenciler ile Tekfen mensuplarının çocuklarının eğitimine destek olmak amacıyla lise ve üniversite lisans öğrencilerine karşılıksız eğitim bursu vermekte ve her yıl 550 öğrenci bu burstan yararlanmaktadır. Tekfen Vakfı'nın bugüne kadar 3 bine yakın öğrencinin mezun olmasında payı vardır. Tekfen Vakfı, aynı zamanda ne istediğini bilen ve donanımlı mezunlar olarak meslek hayatlarına başlamaları için bursiyerlerine Tekfen Grup Şirketleri’nde staj yapma fırsatı ve “mentorluk” desteği sunmaktadır. Tekfen Vakfı bursundan yararlanan başarılı öğrencilerin Tekfen’i daha yakından tanımalarını sağlamak ve onlara gelecekleriyle ilgili konularda yol göstermek amacıyla da Geleneksel Bursiyer Buluşmaları düzenlemektedir. Tekfen Vakfı, 2018 yılında eğitime verdiği desteğe yeni bir halka daha ekleyerek Darüşşafaka Eğitim Kurumları ile bir bağış anlaşması yapmış ve Darüşşafaka Ortaokulu’nun birinci sınıfındaki 24 öğrencinin 4 yıl boyunca tüm eğitim masraflarını üstlenmiştir. Tekfen, öğrencilerin gelişimini yakından takip etmekte, ziyaretler gerçekleştirmekte ve onları düzenlediği etkinliklerde misafir etmektedir. Tekfen Vakfı, 2017 yılından bu yana Eğitim Reformu Girişimi’nin ERG kurumsal destekçileri arasında yer almaktadır. Yaptığı çalışmalarla eğitim reformu politikalarına katkı yapmayı amaçlayan bağımsız düşünce kuruluşu ERG, eğitimde karar süreçlerinin veriye dayalı olmasını ön koşul olarak görmekte ve bu yönde yaptığı çalışmalarla eğitim alanında ortak bir akıl yaratmayı hedeflemektedir. Tekfen Vakfı, Boğaziçi Üniversitesi Akademik Araştırma Destek Fonu’na da destek olmaktadır. BÜVAK bünyesinde “Tekfen Vakfı Akademik Araştırma Destek Fonu” kurulması ve fonun faiz getirisinden elde edilecek gelirle Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri BAP Komisyonu tarafından belirlenecek BÜ Akademik Araştırma Projelerine maddi katkı sağlanması hedeflenmektedir. Tekfen Filarmoni Ülkenin kültür-sanat yaşantısında önemli bir yeri olan Tekfen Filarmoni, Tekfen Vakfı’nın sanat kurumudur. 1992 yılında Karadeniz bölgesinde yer alan 11 ülkeden sanatçının katılımıyla bir oda orkestrası olarak kurulan, daha sonra ise Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz ülkelerinin de dahil edilmesiyle 23 ülkenin müzisyenlerini bir araya getiren Tekfen Filarmoni, üç deniz arasında dostluk köprüsü kuran bir kültür elçisidir. Orkestranın bölge ülkelerinin yerel enstrümanlarına da yer veren özel repertuvarı, bu kültürel mozaiğe özgün bir değer katmaktadır. Daimi şefi Aziz Shokhakimov’un yönetimindeki Tekfen Filarmoni, 2019 yılında çok prestijli bir unvana kavuşarak, 2019-2022 yılları arasında İstanbul Müzik Festivali’nin “Açılış Konseri Orkestrası” olmuştur. Tekfen Filarmoni, çocuklara klasik müziği erken yaşta sevdirmek amacıyla “Tekfen Filar-mini” adıyla küçüklere yönelik konserler de vermektedir. Artık bir sonbahar geleneği haline gelen Tekfen Filar-mini küçük müzikseverleri büyük bestecilerin birbirinden güzel eserleriyle buluşturup, rengârenk kuklalar, hikâye anlatımları ve gözalıcı bir sahne performansı ile çocukları büyülü bir klasik müzik yolculuğuna çıkarmaktadır. Tekfen Vakfı, kuruluşunun 20. yıldönümünde, klasik müziğe verdiği desteğe bir yenisini ekleyerek Müzik Bursu programını başlatmıştır. Başta Tekfen Filarmoni olmak üzere Türkiye'deki orkestralar için yetkin müzisyenler yetiştirmeyi amaçlayan burs, kendine kariyer hedefi olarak orkestra müzisyenliğini seçen öğrencilere lisans eğitimlerini yurtdışında sürdürme olanağı sağlamaktadır. Basılı Yayınlar Tekfen Vakfı’nın, ülkemizin tarihi, kültürel, doğal zenginliklerini kayda almak adına önemli konulara ışık tutan yayınları bulunmaktadır. Binlerce yıllık Asur tarihini aydınlatan "Ziyaret Tepe", Milli Marşımızın hikâyesini anlatan "Özgürlük Notaları", Anadolu’nun olağanüstü doğal biyoçeşitliliğini kayıt altına almak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla yayımlanan "Anadolu’nun Çiçekleri" ve devamı niteliğindeki "Anadolu’nun Kuşları" Tekfen Vakfı’nın yayınlarıdır. Toplumsal Kalkınma 2014 yılında Soma’da meydana gelen ve 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından Tekfen Vakfı, Somalı kadınlara alternatif gelir imkânları yaratmak amacıyla, Türkiye Grameen Mikrofinans Programı kapsamında aynı yıl içinde Tekfen Vakfı Soma Mikro Finans Şubesi’ni hizmete açmıştır. Vakıf, bu girişimin ardından 2017 yılında Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA ile bir protokol imzalayarak, Mersin’de mevcut bulunan Mikro Finans Şubesi’ni de destek kapsamına almıştır. Tekfen Vakfı bugüne kadar Soma’da 774 ve Mersin’de 508 olmak üzere, toplam 1328 kadına mikrokredi tahsis ederek aile ekonomilerine destek olmuştur.

türkiye israfı önleme vakfı iletişim