Dili Korumak. Dili korumak çok önemlidir. Dil ve din bir milleti meydana getiren başlıca iki unsur olarak gösterilir. Asırlar boyu dinin, kültürün, geleneklerin ve değerlerin dil aracılığıyla yayılabildiği ve yozlaşabildiğini bilmekteyiz. Sahip olduğumuz bu bilgi, dilimizi her türlü musibetten korumamız gerektiği
Dil sorunlarından baktığımızda en tehlikeli ve en önemlisi olan, yabancı dillerden sözcüklerin dilimize girip yerleşmesidir. Türk Dilimize yabancı kelime girmesi 16. yüzyıl da Farsça ve Arapça kelimelerin kullanımının artmasıyla başlamış, 17. yüzyılda ise Fransızca da bu diller arasına eklenmiştir.
Şaman Hocam bakın siz kendiniz yerleşmiş yabancı sözcüklerin dilimizden çıkartılmasına karşı çıkıyorsunuz, aynı zamanda diğer dillerden girenlere karşısınız. Evet ne kadar sizi kızdırsa da dilimiz fakir, yazdığınız gibi Arapça ve Farsça sözcüklerin dilimizden çıkarılması hayatımızı oldukça zorlaştırır.
Oysa bu ülke hepimizin; Kemalist de olsan, türban da taksan, sevsen de sevmesen de onu bunu; kimse kimse için “Bu ülkeden kaçış rehberi”, “Ya sev ya terket gibi.” gibi abuk sabuk yönlendirmelere girmesin, girişmesin. Demokrasi dediğimiz de bu olmalı galiba; “Farklı da olsak birbirimize katlanabilmek, hoşgörülü olmak.”.
Dilimizi Yabancı Dillerden Korumak İçin Ne Yapabiliriz? Dilimiz yani Türkçe mizi yabancı dillerden korumak için neler yapabiliriz. Gün geçtikçe Türkçe mize yeni kelimeler giriyor ve bunlar genellikle yabancı kelimeler oluyor. Halbuki bu kelimelerin yerine kullanabileceğimiz Türkçe kelimeler bulunmakta.
cash. Günümüzde Dilimizi Korumak İçin Neler Yapabiliriz 1. “Önce Türkçe!” sloganı kafalara ve gönüllere yerleştirilmeli, herkesi güzel Türkçe öğrenmeye ve kullanmaya “Önce Türkçe!” konusunda bireysel ve toplumsal duyarlık, dil duygusu ve ana dili bilinci konuda herkese görev düşer. Asıl sorumluluk ise, örgün ve yaygın eğitim kurumlarına; yazılı, sözlü ve görüntülü kitle iletişim araçlarına, sanatçılara, yazarlara, aydın kesime Özellikle aydın kesim, yabancı hayranlığı ile yabancı sözcük düşkünlüğünden Yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde öğretimin çok farklı şeyler olduğu kafalara iyice hâlen yürütülmekte olan yabancı dil öğretiminin çok verimsiz olduğu göz önüne alınarak, verimli ve etkili yabancı dil öğretimi için gerekli önlemler hiç zaman geçirmeden alınmalı, yabancı dilde öğretime ise son Verimli bir yabancı dil öğretimi için, yüksek öğretim kurumlarında ilk yıl küçük gruplar hâlinde ve nitelikli okutmanlarla etkili bir “yabancı dil hazırlık sınıfı” uygulaması, daha sonraki yıllarda “meslekî yabancı dil” dersleri önemli bir çözüm yoludur. Ankara Üniversitesinin TÖMER kanalıyla yürütmekte olduğu hazırlık sınıfı uygulaması esas Bütün öğretim kademelerinde Türkçe eğitiminin yeterince etkili, verimli yapılabilmesi için gerekli duyarlık ve özen önemli konu, gelip geçici olan bakan ya da hükümet politikası olarak değil, sıkı ve değişmez bir devlet politikası olarak görülmelidir. İşin özü, etkili ve bilinçli ana dili eğitiminde yatmaktadır. Şunu hiç unutmayalım ki iyi bir yabancı dil öğretimi için de iyi bir ana dili eğitimi ön Çok kolay olmamakla birlikte dil gümrüğü uygulamasına bir an önce geçilmeli, baskın dile/dillere karşı koyabilmek için sözcük ve terim üretimine yeterince önem verilmeli, çeşitli dallardan uzmanları da devreye sokarak bu konuda yoğun çalışmalar Dil alanında en etkili kesimlerin başında eğitimciler, öğretmenler geldiğini göz önünde tutarak, öncelikle Türkçe ve edebiyat öğretmenleri olmak üzere, bütün öğretmenlerin ana dili duyarlığı ve bilinci ile yetiştirilmelerine büyük önem 1930’lardan 1980’lere kadar yürürlükte olan 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 21. maddesi, çeşitli işyerlerinin kapılarına asılacak levha ve tabelaların Türkçe olmasını şart yasanın uygulamadan kaldırılmış olması ve değişen şartlar durumu tersine çevirmiştir. Adı geçen yasaya yeniden işlerlik kazandırılması uygun Türkçenin yozlaşmaktan korunması ve kurtarılması için genel ve yasal bir düzenleme amacıyla hazırlanan “Türk Dilinin Kullanılmasına İlişkin Kanun” tasarısı, dil-anlatım ve konuya yaklaşım bakımından gerekli düzeltme ve düzenlemeler de yapılarak bir an önce Bir ülkenin kültürü ve dili tek başına ele alınamaz. Dil ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik yapısı ve özellikleri ile iç içedir ve onlardan ayrı düşünülemez. Eğer bir malı veya aracı kendimiz üretmiyor da dışarıdan alıyorsak, sadece onu değil, onun adını ve onunla ilgili terimleri de almak zorundayız hâlde, ekonomi ve teknoloji başta olmak üzere her alanda üretmeden tüketmek çılgınlığına karşı çıkmak da ulusal bir görev ve sorumluluktur. Çünkü üretimi bir yana bırakarak sadece tüketim toplumu olmakla hiçbir yere varılamaz. Bu şekilde olup da tarihten silinen toplum ve ülke sayısı az gibi en çarpıcı ve can alıcı noktalardan biri, dili bir bütünün parçası olarak görmek, önce o bütünü Prof. Dr. Cahit KAVCAR’ dan alıntı yapılmıştır… Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi
dilimizi yabancı dillerden korumak için neler yapabiliriz