ikinci atası ise Hz.Nuh (as) dır. Ülü’l-azm (En yüksek derecedeki) peygamberlerdendir. Kur’an’da yetmiş birinci sûreye O’un adı verilmiş, yirmi sekiz sûrede O’dan bahsedilmiş ve kırk üç yerde ismen zikredilmiştir. Gemiciliğin ve marangozluğun pîridir. Hz. Nuh bu günkü Irak topraklarında bulunan Kûfe’de ikamet
1 Ömer Çelik Meali. O da şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.”. 2. Diyanet Vakfı Meali. 2, 3, 4. Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı
NÛHSURESİ, ayet 28. Hafız Metin DemirtaşSubscribe @Metin Demirtas #Dua #Kuran #MetindemirtaşSOSYAL MEDYA TAKİP👇YOUTUBE: Metin DemirtasINSTAG
Ayet- Türkçe Kuran Meali. Bakara Suresi 256. Ayet. 256 . Dinde zorlama yoktur. Rüşd/Hak, batıldan (kesin bir biçimde) ayrılmıştır. Her kim (reddetmek, tekfir etmek, teberrî etmek suretiyle) tağutu inkâr eder ve Allah’a iman ederse kopması olmayan sapasağlam kulp (olan Kelime-i Tevhid’e) tutunmuş (ve İslam dinine girmiş) olur.
Nuh 25. Bunlar, günahları yüzünden suda boğuldular Nuh 26. Nuh: «Rabbim! dedi, yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!» Nuh 27. «Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör (insanlar) doğururlar.» Tefsir. Maide 25. ayette Musa’nın uygunsuz talebini yaratıcı kabul ediyor.
cash. Bu yazımızda sizlere LGS Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi konusu olan aynı zamanda 8. sınıf konuları arasında yer alan Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Nuh hakkında bilgilendireceğiz. Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Nuh Hz. Nuh Kur’an’da “Şekur” çok şükreden adıyla anılır. Çünkü O her işine “Bismillah” diyerek başlamış ve “Elhamdülillah” diye bitirmiştir. Hz. Nuh Allah korkusundan sürekli ağladığı için kendisine, çok ağlayan, inleyen anlamına gelen “Nuh” denilmiştir. Kur’an’da 28 süre ve 43 ayette adı geçmektedir. Ayrıca “Nuh” adında bir de sure vardır. Bu surede Hz. Nuh peygamberin kavmiyle olan tevhid mücadelesi detaylıca anlatılmıştır. Hz. Nuh’a elli yaşında peygamberlik görevi verilmiştir. Kur’an’a göre Nuh as 950 yıl ömür sürmüştür. “Andolsun, biz, Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.” Ankebut Suresi, 14. ayet Kendisine yeni bir din ve yeni bir kitap verilmemiştir. Kendinden önce gönderilen dinlerin hükümlerini insanlara anlatmıştır. Ömrü boyunca kavmini putperestlikten uzaklaştırıp tevhid inancına döndürmek için çabalamıştır. “Andolsun, biz kavmine Nuh’u gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.” A’raf Suresi, 59. ayet Ancak kavmi tevhit inancına yaklaşmadığı için tufanla cezalandırılmıştır. Tufan hadisesi daha sonra ”Nuh Tufanı” diye meşhur olmuştur. Hz. Nuh’un Daveti Nuh kavmini Allah’a iman etmeye, tevhit inancına davet ederek kendi üzerine düşeni yaptığını ancak buna rağmen kavminin inanmadığını şu sözleriyle yüce Allah’a iletti — Nuh dedi ki “Rabbim! Ben, kavmimi gece gündüz çağırdım. Fakat benim çağırmam, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı. Sen bağışlayasın diye onları her ne çağırdıysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerine büründüler, direttiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra, hem ben onları yüksek sesle çağırdım sonra onlara açıktan da söyledim, gizliden gizliye de dedim ki “Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü o çok bağışlayandır. O zaman size gökten bol bol yağmur indirir. Sizi, mallar ve oğullarla destekler; sizin için ağaçlıklar var eder, ırmaklar akıtır. Size ne oluyor da Allah’ın büyüklüğüne aldırmıyorsunuz. Oysa sizi kademelerden geçirerek o yaratmıştır. Görmediniz mi, Allah yedi göğü katlar hâlinde nasıl yaratmıştır. Onların içinde Ay’ı bir ışık, Güneş’i de ışık kaynağı yapmıştır. Allah sizi yerden bir bitki olarak bitirmiştir. Sonra sizi oraya döndürecek ve tekrar çıkaracaktır. Allah yeryüzünü size bir sergi yapmıştır. Bu onun geniş yollarında dolaşmanız içindir.” Nuh Suresi, 5—20. ayetler Hz. Nuh’un bu ayetlerde anlatılan davetine rağmen kavmi ona inanmadı. İnkar yolunu seçti bunun üzerine Yüce Allah Nuh’a şöyle vahyetti — ”Artık senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanlardan başkası inanacak değildir. Onların yaptıkları karşısında sen kendini zahmete sokma.” Hud Suresi, 36. ayet Nuh da Yüce Allah’tan şu isteklerde bulundu — ”Nuh dedi ki “Rabbim! Kafirlerden yeryüzünde oturan birini bırakma. Çünkü sen onları bırakacak olsan onlar kullarını yoldan çıkarırlar. Günahkâr ve nankör evlattan başkasını da doğurmazlar. Nuh Tufanı Hz. Nuh, İdris sonra gönderilmiş bir peygamberdir. Hz. Nuh yıllarca insanları tevhide davet etti, putlara tapınmaktan sakındırdı. Ama Nuh’a kendi oğlu dahi inanmadı. — “Andolsun ki Nuh’u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum” A’raf Suresi, 59. ayet Nuh yıllarca çabalamasına rağmen inanmayan kavmi için şöyle dedi — ““Rabbim! Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır.” Nuh Suresi, 24. ayet Hz. Nuh Allah’ın emriyle bir gemi inşa etmeye başladı. “Gözlerimizin önünde ve vahyimiz emrimiz uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme ! Onlar mutlaka boğulacaklardır! ” Hud Suresi, 37. ayet Gemi inşası bittikten sonra büyük tufan gerçekleşti. Denizler ve ırmaklar taştı. Gökyüzünden sel gibi yağmur yağmaya başladı. Her tarafı sel aldı. Hz. Nuh seksen kişi kadar inananla beraber yaptığı gemiye bindi. Ayrıca gemiye Allah’ın emriyle birer çift hayvanlardan topladı. Oğlu Kenan’a gemiye gelmesini söyledi. Ancak oğlu inkar edenlerden olduğu için “Beni koruyacak bir dağa sığınırım” diyerek babasının son bir umutla yaptığı teklifini reddetti. Baba yüreği dayanamayan Hz. Nuh oğlu için af diledi. Bunun üzerine yüce Allah “… Ey Nuh ! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O hâlde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme. “ Hud Suresi, 46. ayet buyurdu. Yaklaşık 150 gün kadar sonra yüce Allah, “Yere suyunu çek; göğe ey gök sen de yağmurunu tut.” buyurarak tufanı sona erdirdi. Bilgi Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na oturduğu rivayet edilmektedir. Dağa gemi indiğinde inananların yanlarındaki yiyecekleri azaldığı için Nuh un emriyle ellerinde kalan son yiyecekleri birleştirerek ilk defa aşure yemeğini yaptılar. LGS Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi için Tıklayınız
Hz. Nuh kimdir? Hz. Nuh kaç sene yaşadı? Hz. Nuh hangi kavme gönderildi? Hz. Nuh’un kavmi nasıl helak oldu? Nuh tufanı nasıl oldu? Hz. Nuh’un eşi ve Kenan adındaki oğlu helak mı oldu? Hz. Nuh’un özellikleri nelerdir? Hz. Nuh ile ilgili ayetler nelerdir? Ülü’l-azm peygamberlerden Hz. Nuh’un hayatı ve Nuh Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde diğer Peygamberlere oranla geniş bir şekilde tanıtılan ve “ülü’l-azm” olarak isimlendirilen beş büyük Peygamberden biridir. Kur’an’da yirmi sekiz sûrede hakkında bilgi verilmiş ve kırk üç yerde ismen zikredilmiştir. NUH NE DEMEK? Kur’an’ın yetmiş birinci sûresi onun adını taşır ve baştan sona onun tevhid mücadelesini anlatır. Ancak Kur’an, Hz. Nuh’un hayatının sadece Peygamber olarak görevlendirildikten sonraki safhasından bahsetmektedir. Kendisine inanmayan kavmi tufanla cezalandırıldığından Tufan Hadisesi de ona nisbetle Nuh Tufanı diye anılmaktadır. Nuh kelimesinin Arapça asıllı olup nevh ağlamak, dövünmek kökünden geldiğini, bizzat kendi nefsini kötülediğinden veya tövbe etmeden boğulup gitmeleri sebebiyle kavmi için üzüldüğünden ona bu adın verildiğini söyleyenler olmakla birlikte Fîrûzâbâdî, VI, 26 kelimenin Arapça olmadığı kabul edilmektedir. Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 330; Jeffery, s. 282 İLK PUTPERESTLİK NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADI? Rivayete göre insanlar Hz. Nuh’a kadar tevhid inancıyla yaşamış, putperestlik ilk defa Nuh’un kavmiyle ortaya çıkmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Dediler ki Tanrılarınızı bırakmayın, ilâhlarınız Ved, Süvâ, Yegūs, Yeûk ve Nesr’den vazgeçmeyin” meâlindeki âyette Nuh 71/23 Nuh kavminin taptığı putlardan bahsedilmektedir. Hz. Nuh kavmini putperestlikten uzaklaştırıp tevhid inancına döndürmek için gönderilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de Nuh’un Allah tarafından seçildiği Âl-i İmrân 3/33, kendisine vahyedildiği en-Nisâ 4/163, kavmine Peygamber olarak gönderildiği Nuh 71/1, 950 yıl kavminin arasında kaldığı el-Ankebût 29/14 ve kavmini Allah’a kulluğa davet ettiği Yûnus 10/71; Hûd 11/25-26; eş-Şuarâ 26/106-110 belirtilmektedir. HZ. NUH’UN DUASI Nuh kavmini Allah’tan başkasına ibadet etmemeleri hususunda uyarmış, aksi takdirde başlarına gelecek azabı kendilerine haber vermiştir. Nuh 71/1-4 Yoldan çıkmış, çok zalim ve azgın olan kavmi ez-Zâriyât 51/46; en-Necm 53/52 Nuh’a inanmadığı gibi ona mecnun demiş, taşlamakla tehdit edip eş-Şuarâ 26/116 yalancılıkla itham etmiş, ondan kendisine uyan alt tabakadan insanları yanından uzaklaştırmasını el-Arâf 7/59-63; Hûd 11/ 27; el-Kamer 54/9 veya başlarına geleceğini bildirdiği azabı bir an önce getirmesini Hûd 11/32 istemiştir. NUH TUFANI NASIL OLDU? Kendi yaptıkları karşılığında hiçbir talebinin olmadığını söyleyen Nuh gaybı bilmediğini, melek de olmadığını, sadece Allah’ın emirlerini bildirdiğini ifade edip davetini sürdürmüş Hûd 11/28-31; eş-Şuarâ 26/105-115, uzun mücadeleler sonunda kavminin putperestlikten vazgeçmediğini görünce inanmayanları cezalandırması için Allah’a dua etmiş eş-Şuarâ 26/118-119; Nuh 71/1-28, Allah Nuh’un duasını kabul etmiş ve inkârcı kavminin tufanla helâk edileceğini, kendisinin ve inananların kurtulacağını bildirerek bir gemi yapmasını istemiştir Hûd 11/36-39. Gemi inşa edilirken Nuh’un kavmi kendisiyle alay etmiştir. Hûd 11/38 Rivayete göre gemi yapması istenince Hz. Nuh tahtayı nereden bulacağını sorar, ona ağaç dikmesi emredilir ve Hint meşesi denilen ağaçları diker. Kırk yıl geçtikten sonra bu ağaçları keserek gemiyi yapar Fîrûzâbâdî, VI, 29. Geminin inşası bitince her hayvan türünden birer çift, ayrıca boğulmasına hükmedilenler dışındaki aile fertleri ve iman eden diğer kimseler gemiye bindirilir. Hz. Nuh ve ona inananlar kurtulurken eşi ve oğlu inanmayanlarla birlikte boğulur Hûd 11/40-47; el-Mü’minûn 23/26-29; el-Furkān 25/37; el-Kamer 54/10-17. Kur’ân-ı Kerîm’de ayrıca Nuh’un oğlu için dua ettiği, ancak bunun kabul edilmediği belirtilmektedir. Hûd 11/42-43, 45-46; et-Tahrîm 66/10 Tufan sona erince, “Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olanlara bizden selâm ve bereketle gemiden in ...” denilir. Hûd 11/48 Allah’ın adını zikrettiği Peygamberler Âdem’in ve Nuh ile beraber gemide taşınanların soyundan, İbrâhim ile İsmâil’in neslindendir Meryem 19/58; İsrâiloğulları da Nuh ile beraber gemide taşınanların soyundan gelmiştir. el-İsrâ 17/3 Ayrıca diğer Peygamberler gibi Nuh’tan da söz alındığı el-Ahzâb 33/7, onun hidayete erdirildiği el-Enâm 6/84, ona verilen emirlerin Müslümanlar için de geçerli ve yürürlükte olduğu eş-Şûrâ 42/13 bildirilmektedir. HZ. NUH KAÇ YIL YAŞADI? Kur’an’da Hz. Nuh’un yaşıyla ilgili olarak şu bilgi yer almaktadır “Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o 950 yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.” el-Ankebût 29/14-15 Bu âyetten anlaşıldığına göre Hz. Nuh’un 950 yıl kavmiyle birlikte yaşamış ancak bu sürenin onun bütün ömrünü veya Peygamberlik süresinin tamamını mı yoksa tufana kadar olan safhasını mı içine aldığına işaret edilmemiştir. Kur’an’da verilen bu rakamı Hz. Nuh’un bütün ömrü olarak kabul edenlere göre kırk yaşında Peygamber olmuş, 890 yaşında iken tufan gerçekleşmiş, tufandan sonra altmış yıl daha yaşamıştır. Bu süreyi sadece tufan öncesi Peygamberlik müddeti olarak düşünenlere göre ise Hz. Nuh’un yaşı bundan çok daha fazladır. Bir rivayete göre Peygamberler içinde en uzun ömürlüsü Hz. Nuh’tur; kendisine 350 yaşında vahiy gelmiş, 950 yıl kavmini davetle geçirmiş, dolayısıyla 1300 yıl yaşamıştır. VI, 30 Hz. Nuh’un kabrinin nerede olduğu bilinmemekte, çeşitli yerlerde ona nisbet edilen makam ve kabirler bulunmaktadır. Bir rivayete göre kabri Mekke’de Mescid-i Harâm’da, Mültezem ile Makām-ı İbrâhim arasında, diğer rivayetlere göre ise Kerek, Cizre veya Necef’tedir. HZ. NUH’UN ÖZELLİKLERİ Kur’ân-ı Kerîm’e göre Nuh, çok şükreden bir kuldu el-İsrâ 17/3; güçlükler karşısında gösterdiği sabır insanlara örnek olarak gösterilmiştir Hûd 11/49. Onun bir başka özelliği de kâfirlere karşı çok sert davranmasıdır. Ayrıca kavimlerine gönderilmiş emin elçilerden olduğu belirtilen Nuh’un eş-Şuarâ 26/107 “ashâbü’n-nevâmis”ten şeriat sahibi sayıldığı ifade edilmiştir. Rivayete göre tufan esnasında Hz. Nuh, Ebûkubeys dağında bulunan Hz. Âdem’in naaşını alarak bir tabut içine koymuş, tufandan sonra tekrar yerine defnetmiştir. Hz. Nuh’un, Hz. İdrîs’ten sonra gelen ilk Peygamber olup marangozluk yaptığı da nakledilmektedir. İbn Kuteybe, s. 19-24 Hz. Nuh’a ayrıca İslâm ve bilhassa Şiî geleneğinde “Neciyyullah” Allah’ın kurtardığı kişi sıfatı verilmiştir. Hz. Nuh’un ve kavminin Tufan Hadisesi'nden kurtarılmasına atıf yapan bu sıfat, Allah’ın inâyetiyle Firavun’un zulmünden kurtarılan Hz. Mûsâ için de kullanılmaktadır Salebî, s. 166 Kaynak DİA İslam ve İhsan
Nuh Kavmi'nin Helakı ve Hz. Nuh 07/08/2019 Peygamberler 832 Okunma 0 Yorum Nuh Peygamberin Gönderilmesi Hazret-i Adem'den Nuh Kavmi’ne kadar, bazı münferit kişisel olayların dışında toplumsal günahlar işlenmedi ve inanç açısından sapıklık hareketleri olmadı. Dünyanın en doğal ve en huzurlu dönemini yaşayan o günün insanları bedensel açıdan sağlıklı, ruhsal açıdan huzurlu ve uzun ömürlü idiler. Yeryüzünde ilk putçuluk hareketi Nuh kavminde başladı. Ved, Suva’a, Yegus, Yeuk ve Nesr adındaki kişiler adına yaptıkları heykellere tapınmaya başlayan Nuh kavmi aşırı derecede sapıtınca, yüce Allah onlara Hazret-i Nuh'u peygamber olarak gönderdiğini şöyle bildiriyor 'And olsun ki Nuh'u, kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. Nuh onlara 'Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Üzerinize gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum', dedi.' Araf Suresi 59. ayet Hazret-i Nuh, yalnızca yüce Allah'a kulluk edin, başka ilahlar edinmeyin, putlaştırdığınız heykellere tapınmayın deyince, Kavminin önde gelenleri 'Ey Nuh! Biz seni apaçık bir sapıklığın içinde görüyoruz, dediler.' Araf Suresi 60. ayet Elleri ile yaptıkları heykelleri putlaştıran ve karşılarına geçip onlara tapınan gerçek sapıklar Hazret-i Nuh gibi bir peygambere sapık deyince, 'Hz. Nuh Ey kavmim! Bende bir sapıklık yoktur. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah tarafından gönderilen bir peygamberim, dedi.' Araf Suresi 61. ayet En uzun ömürlü peygamberlerden biri olan Hazret-i Nuh, en çok eza, cefa çeken ve kavmi tarafından pek çok dövülen ve taşlanan bir peygamberdi. Çaresiz bir annenin çırpınışı gibi durmadan, dinlenmeden kavmini imana davet eden Hazret-i Nuh, dövülüp taşlanmayı göze alarak kavmini açıkça imana davet ederken, bazı onurlu kişileri de geceleri gizlice imana davet ediyordu. Hazret-i Nuh’un insanları hiç kesintisiz imana davet ettiğini gören sapık Nuh kavmi, 'Dediler ki; Ey Nuh! bizimle çok mücadele ettin uğraştın ve bu mücadelede ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir bakalım!' Hûd Suresi Nuh kavmi, peygamberleri Hazret-i Nuh'a ve dolayısı ile yüce Allah'a açıkça meydan okuyarak, 'Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir bakalım!' demeleri, gayretullah'a dokundu ve yüce Allah, Hazret-i Nuh'a; 'Bizim gözetimimiz altında ve vahyettiğimiz gibi bir gemi yap ve zalimler hakkında bana hitap etme af dileme. Çünkü onların hepsi suda boğulacaktır.' Hûd Suresi Gemi Yapılması Emri ve Tufan Hazret-i Nuh, yüce Allah'ın 'gemi yap' emri üzerine, tebliğ görevini bıraktı ve gemiyi yapmaya başladı. Hazret-i Nuh’un tebliğ görevini bırakıp, denizden uzak bir yerde çok büyük bir gemi yapmaya başladığını gören kavmi, Hazret-i Nuh ile alay etmeye ve O'nun gerçekten sapık olduğunu söylemeye başladılar. Hazret-i Nuh, olağanüstü bir gayretle gemiyi yapmaya çalışırken ve kavmi onunla alay edip gülüşürken, ilahi gazabın öncü belirtileri olan doğal dengeler hızla bozulmaya başladı. Önce ısı dengesi bozuldu ve aşırı sıcaklar başladı. Aşırı sıcaktan ve kuraktan yeryüzü Cehennem'e dönmüştü. Kuraklıktan çatlayan topraklarda bir tek ot bitmiyordu. Su dengesi de bozulmuştu. Gökten bir tek yağmur tanesi yere düşmüyordu. Dereleri, kuyuları kurumuş, korkunç bir açlık ve su sıkıntısı başlamıştı. Rabbü'l-alemin olan yüce Allah, yeryüzündeki suları buharlaştırarak atmosferde depoluyordu ve tufan yaklaşıyordu. Ve yüce Allah buyurdu 'Derken tufanla ilgili emrimiz geldiği ve Tennûr feveran ettiği zaman fışkırdığı zaman, Dedik ki; her çiftten ikişer tane ve ailen- den üzerine azap sözü kesinleşmemiş olanlarla iman edenleri al, onunla birlikte iman edenler, ancak az kişilerdi ki!' Hûd Suresi 40. ayet Yüce Allah, Tennur tandır denilen yerden, yani Hazret-i Havva'nın ekmek pişirdiği taş fırının bulunduğu yerden, tazyikli sular fışkırmaya başladığı an, her cins hayvandan birer çift ile eşin ve oğlun Kenan'ın dışındaki aile fertlerini ve iman edenleri derhal gemiye al buyurdu. Hazret-i Nuh geminin son aşamalarına gelim, gökyüzü kararmaya ve kapkara bulutlar her tarafı kaplamaya başladı. Yeryüzü kararmış, gerilim olmuş ve hava elektriklenmişti. Halk, korku ve panik içinde sağa sola koşuşmaya ve tapındıkları heykellerin putların önünde toplanıp, kurtuluşları için onlara yalvarmaya başladılar. Artık iş işten geçmiş, takdir olunan zaman gelmiş ve sapık Nuh kavminin tufanla helak olması için geriye sayım başlamıştı. Derken, Tennur’un bulunduğu yerden korkunç sesler çıkararak sıcak sular fışkırmaya başlayınca, Hazret-i Nuh 'Binin geminin içine dedi. Onun hareket etmesi de, durması da Allah'ın adı iledir. Benim Rabbim, Gafur’dur, Rahim’dir.' Hûd Suresi 41. ayet Hazret-i Nuh önce hayvanları, sonra eşi ve Kenan'ın dışındaki aile fertleri ile, iman edenleri gemiye bindirdi ve en son kendi bindi. Yüce Allah'ın takdiri ile atmosferde depolanan su buharı, aniden yağmur şeklinde yere inmeye başlayınca ve yerden fışkıran sıcak sularla birleşince, bir anda yeryüzü sular altında kaldı. Hazret-i Nuh’un eşi ve oğlu ile birlikte bütün sapıklar feci şekilde boğulurken, kutsal gemi, içindekiler ile birlikte dağlar gibi dev dalgaların arasından yüce Allah'ın adı ilahi irade ile akıp gidiyordu. Nereye gideceğini? Ne zaman ve nerede duracağını kimse bilmiyordu! Takdir edilen an gelince, yüce Allah tarafından buyruldu ki; 'Ey yer! Suyunu yut ve ey gök! Sen de suyunu tut. Su çekildi ve ilahi emir yerine getirildi ve gemi Cudi Dağı'nın üstüne oturdu.'Hûd Suresi 44. ayet Dağ gibi dalgaların arasında ve aylarca süren heyecanlı bir yolculuktan sonra, gemi Cudi Dağı'nın üstüne oturdu. Hazret-i Nuh ve beraberindekiler aylar sonra ilk defa karaya ayak bastılar ve secdeye kapanıp, şükür namazı kıldılar. EtiketlerPeygamberler
Nuh Süresi 2. Ayet Tefsiri اِنَّٓا اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِه۪ٓ اَنْ اَنْذِرْ قَوْمَكَ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿١﴾ قَالَ يَا قَوْمِ اِنّ۪ي لَكُمْ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۙ ﴿٢﴾ اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاتَّقُوهُ وَاَط۪يعُونِۙ ﴿٣﴾ يَغْفِرْ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۜ اِنَّ اَجَلَ اللّٰهِ اِذَا جَٓاءَ لَا يُؤَخَّرُۢ لَوْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٤﴾ 1 Biz Nûh’u, “Başlarına pek acı bir azap çökmeden önce halkını uyar!” diye kavmine peygamber olarak gönderdik. 2 O da şöyle dedi “Ey kavmim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” 3 “Yalnızca Allah’a kulluk yapın, O’na gönülden saygı besleyip emirlerine karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!” 4 “Tâ ki Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve ceza vermeksizin belirli bir vakte kadar sizi ertelesin! Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel gelip çattığında asla ertelenmez. Keşke bunu bilseniz!” TEFSİR Nûh Allah’ın emriyle, küfür ve azgınlıkta devam eden kavminin başına büyük bir felâketin gelmekte olduğunu haber verir. İşlemekte oldukları günahları terk etmez, hal ve ahlâklarını düzeltmezlerse azaba uğrayacaklarını bildirir. Bundan kurtulabilmenin yolu olarak da onlara şu üç esası tebliğ eder ❂ Kulluk Putlara tapmayı bırakarak sadece Allah’a kulluk etmek, O’nun emirlerini yerine getirmek. ❂ Takvâ Allah’a gönülden saygı beslemek, O’nun büyüklüğü karşısında titremek, bu saygı ve korkuyla O’nun râzı olmadığı bütün işleri, tutum ve davranışları terk etmek; razı olduğu işleri yapmaya gayret göstermek, ❂ İtaat Peygamberin Cenâb-ı Hak tarafından vazifelendirildiğine inanıp onun tebliğ ettiği esaslara uygun yaşamak. Bunları yaptıkları zaman, Allah onların, kul hakları hariç, tüm günahlarını bağışlayacak, ecelleri gelinceye kadar onları her türlü felaketten koruyacak ve onlara huzurlu bir dünya hayatı lütfedecektir. Eğer inanmazlarsa sıkıntılarla dolu huzursuz bir hayat yaşayacaklar, nihâyet hayatları da felâketlerle ve imansız bir şekilde son bulacaktır. Çünkü hangi halde olursa olsun, fert ya da toplum için Allah’ın belirlediği bir ecel vardır. O geldiği zaman, bunun bir an bile ertelenmesi veya öne alınması mümkün değildir. bk. Arâf 7/34 Burada dikkat çekilmek istenen husus, iman edip gerçekleri anlayarak ona göre yaşamak için Cenâb-ı Hakk’ın verdiği ömrü ve fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmaktır. Bu fırsat geçince artık kurtulma imkânı kalmayacaktır. Fakat azgın kavim, bütün uyarılara rağmen zulüm ve haksızlığa devam ettiler. Bunun üzerineKaynak Ömer Çelik Tefsiri
Dünkü yazımızda Kur'an-ı Kerim'deki aile modellerini ele almaya başlamış ve ilk olarak Hz. Adem'den ve ailesinden söz etmiştik. Konuya kaldığımız yerden devam ediyoruz. "Ulül-Azm" vasfına sahip bir peygamberdi Hz. Nuh... Yani üstün vasıflara sahip, yüce değerler sahibi olan beş büyük peygamberden biri… Hz. Adem, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed asm ile birlikte bu şerefi paylaşan bir peygamber… Hz. Nuh as Peygamberler Tarihi'nde, ailesinden olup ta kendisine iman etmeyen, O'nun getirdiği yüce değerlere inanmayan kişilerle muhatap olan ilk peygamberdir. O, tüm çabasına, gayretine rağmen eşinin ve çocuğunun kendisine inanmayışından dolayı büyük ve derin bir üzüntü duyan biridir. Hatta "ağlayıp-dövünen" anlamına gelen "Nûh" ismiyle anılmasında bu derin üzüntünün izlerinin var olduğu söylenmektedir. HZ. NUH VE AİLESİ BİZE NELER ANLATIR? Hz. Nûh as Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadislerde diğer peygamberlere oranla geniş bir şekilde tanıtılmaktadır. Öyle ki, 28 surede hakkında bilgi verilmiş ve 43 yerde ismi zikredilmiş, adını taşıyan bir surenin tamamında ise onun tevhid mücadelesi anlatılmıştır. Tarihi kaynaklar Hz. Nuh'un, Hz. Adem'in evlatlarından biri olan Hz. Şit'in torunlarından olduğunu ve onun dönemine kadar insanların tevhid inancı üzere yaşadıkları, ancak onun devrinde putperestliğin ortaya çıkmaya başladığını bildirilmektedir. Bu tezahürde dikkat çekici olan şey ise toplumda iyilikleriyle temayüz etmiş birtakım kişilerin öldükten sonra adlarına yapılan heykellerinin birer tapınma aracı haline getirilmiş olmasıydı. Nûh suresinin 23. Ayetinde heykelleri yapılan bu kişilerin, kendilerine uluhiyet tanrılık atfedilen Vedd, Süva, Yeğûs ve Nesr isimlerini taşıdıkları bildirilmektedir. "Andolsun ki biz Nûh'u kendi kavmine gönderdik de o 950 yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tûfan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık." Ankebût, 14-15. Ayetinde ifade edildiği üzere, 950 yıllık bir zaman dilimini toplumu arasında geçiren ve "durmadan-dinlenmeden" onları bir tek İlah'a; Alemlerin Rabbi olan Allah'a inanmaya ve ibadete çağıran Hz. Nûh as için sonuç kendi ifadesiyle "yenilgi"dir… "Ben yenildim Rabbim! Bana yardım et!" Kamer, 10 ayetinde ifade edildiği üzere, tüm çabasını sarf eden bu aziz peygamber, sonunda bir yenilgiyle karşı karşıya kalmış ve Rabbine işte bu sözlerle dua etmişti… Yenilgisi sadece toplumuna karşı yürüttüğü tevhid mücadelesi ve Hak dinin tebliği hususundaki başarısızlıktan dolayı değildi. O yüce peygamberin yürek sızılarından biri de eşlerinden birinin ve yine dört oğlundan birinin, onu bu mücadelesinde yalnız bırakmaları ve ona inanmayışlarıydı. Bu inkar, tufan koptuğunda gemiye binmemeye kadar gitmiş ve onlar da boğulan diğer inkarcılarla birlikte derin dalgalar arasında boğulup gitmişlerdi. Konuyla ilgili olarak bir ayette şöyle ifade edilmektedir "Allah, inkâr edenlere Nûh'un karısı ile Lût'un karısını misal vermektedir Onlar kullarımızdan iki erdemli kişinin nikâhı altındaydılar ama kocalarının davasına hıyanet ettiler. Dolayısıyla kocaları da Allah'tan gelen cezaya karşı onları koruyamadı ve kendilerine, "Haydi, diğer girenlerle birlikte girin bakalım ateşe!" denildi." Tahrim, 10 Bu âyetlerde yüce Allah, peygamber eşi oldukları halde bunun bilincinde olamadıkları, üstelik onların inançlarına, davalarına hıyanet ettikleri için âhiret mutluluğunu yitiren iki kadından bahsetmektedir. Bunlardan birisi olan Hz. Nûh'un karısı onunla alay eden inkârcılar gibi davranıp kocasına deli diyor, onu hafife alıyor ve ondan öğrendiği birtakım gizli bilgileri putperest toplumundan birileriyle paylaşıyordu. Kısacası eşine ve hak davasına ihanet ediyordu. İlgili ayet, onun gemiye binenlerden olmadığını ortaya koyarken diğer ayetlerde de Bkz. Hûd, 40 onun tufan hadisesinde boğulanlar arasında olduğunu haber vermektedir. Hz. Nuh, kendisine iman etmeyen eşi hakkında alınmış bir kararın varlığından ve gemiye binenlerden olmayacağı hususunda haberdar idi. Ancak tufan koptuğunda bir kenarda durduğunu ve gemiye binmediğini gördüğü oğluna, babalık şefkat ve merhametiyle seslenmiş ve "Haydi yavrucuğum gel sen de bizimle beraber gemiye bin. İnkârcılarla bir olma" Hûd, 42 demişti… Oğlunun verdiği olumsuz cevap, gemiye binmeyişi ve ardından araya giren bir dalgayla boğulup gidişi, Hz. Nuh'un bir insan, bir baba olarak yüreğinde bir yara oluşturmuştu. Rabbine şöyle seslendi "Ey rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemden biriydi. Bana ailemin kurtulacağı vaadinde bulunmuştun ve biliyorum ki, Senin vaadin elbette haktır gerçektir. Yine biliyorum ki, Sen hüküm verenlerin de en âdilisin." Allah Teâlâ'nın, Hz. Nuh'un bu serzenişine karşılık verdiği cevap oldukça düşündürücüdür. "Ey Nuh! Hayır O senin ailenden değildir. Çünkü o, yaptıkları iyi olmayan biriydi…" Hûd, 45-46 Hz. Nuh as, Peygamberler Tarihinde "insanlığın ikinci babası" olarak da görülür. Çünkü büyük tufan esnasında onun gemisine binerek hayatta kalanlar sayesinde insanlık yeniden yeryüzünde çoğaldı ve topluluklar oluşturdu. Ancak Hz. Nuh, sonradan gelecek ümmetler için Allah'ın örnek gösterdiği, hayatından ibret alınmasını istediği bir peygamberdir. Onun yaşadıklarından günümüze aktarabileceğimiz önemli mesajlar vardır. En başta, 950 yıllık hayatını büyük bir sabırla insanlara Hak dini anlatmakla geçiren Hz. Nuh'un çabası ve gayretine hayran olmak ve olumsuzluklar, başarısızlıklar ve yenilgilerin karşısında vazgeçmeme kararlılığını göstermek gerektiği anlaşılmaktadır. Bu sabra, aile fertleri için hayır duanın da eşlik etmesi gerektiğini ekleyebiliriz. Öte yandan Hz. Nuh ve ailesine bakıldığında alınabilecek ibretlerden biri de, bir peygambere bile eş ya da evlat olmak, kişisel anlamda sorumluluğu ortadan kaldırmadığı gibi; bir peygamberin bile eşi veya evladı olmanın da kişiyi kurtaramadığı gerçeğidir. Yine, vazifesini ve sorumluluklarını yerine getiren bir kişinin, kadın ya da erkek olsun, eşi ve çocuklarındaki olumsuzluklar sebebiyle kınanamayacağı da Hz. Nuh'un hayatından alınabilecek bir başka ders olmalıdır. Diğer peygamberlerin aile hayatıyla konuya devam edeceğiz. Ancak sözlerimizi tamamlarken bir uyarı ve hatırlatmada bulunmayı uygun görüyoruz. Yarın, Sevgili Peygamberimizin sav ifadesiyle "Günlerin en faziletlisi olan" Arefe günüdür. Hac vazifesini yerine getirmek üzere Arafat'ta bulunanlar dışında kalan ümmetinin bu günü oruçlu geçirmesini tavsiye eden Peygamberimizin oruçlu olanlar için verdiği müjde, "bağışlanmak ve büyük bir affa mazhar olmak"tır. Bu büyük müjdeye nail olmak için yarın sağlık ve diğer şartları uygun olanların oruca niyetlenmesini bugünden hatırlatmak isteriz. Mübarek Cuma gününün ve büyük müjdeler getiren yarınki Arefe'nin feyiz ve bereketinden istifade etmeniz dileğiyle… Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
hz nuh la ilgili 2 ayet